Başka Sitemlerim Var Benim Aşk’a Dair
Tutukluk eden saatler; kırılma noktalarıyla ansızın beliren aydınlıkla, baharın habercisi bakışların. Sevdası suskun yârim bilinmezliklerle özledim ben seni. Hani sonsuzluk yemini etmiştik ‘S’ harfini işitmedi galiba kulağın onsuzluk kâbuslarıyla yaşamaya çalışıyorum şimdi…
İki ay oldu alkolü bırakalı… İki aydan öncesi merak konusu her gün her gece ya şişede kaybolurum ya da şişede kaybolmadan kalkıp evin yolunu unuturum.
Halime acır çoğu…
“Neden paralıyorsun kendini, yeter, yetmez mi acı çektiğin, bunca yaşanılanın sonunda olacağı buydu, kaldır kafanı etrafına bak ve evet DEĞMEZ” Bu sözü duyunca bundan öncekilerin hiç bir önemi kalmıyor, işittiğimde değmez sözünü ona gönlümün kanatlarının değdiği düşer aklıma ve sinirlerim gerilir, sıkarım yumruğumu sıkar sıkar bir noktada bırakırım. Sahi çektiklerimin sebebi neydi neydi akşamların zehroluşu neydi tan yeri ağarmadan doğan gözyaşları…
Neydi, neydi, neydi… Arkasına keşkeler sıralanır. Keşke zamansız gelişin amansız bırakmasaydı derdimi, anlamadın sen beni yâr…
Ben sana cennetimsin dedim. Ben seni dünyam bildim ama sen o dünyada derde kedere boğdun beni. Sensizliğin özlemi başka yakıyordu canımı sen olmadan ben olamıyordum. Okulda alınan yoklamalarda yokluklar sarıyordu kimliğimizi.
O yoksa yokum cinsinden hani.
Ve ben senin yokluğunda yok oluşlardaydım. Dinlediğim üç beş şarkıda kaybolurdum olmasaydı sonumuz böyle, hasretin acısını nasıl dindirdin bana da söyle bende bileyim, tanrım beni baştan yarat ve her şarkının sonunda düşerdi gözlerin gözlerime yüreğimin düştüğü gibi yüreğine.
Dedim ya iki aydır içmiyorum içmeyişimin sebebi beni her gece içirtenin artık yanımdayken ırak olması, uzansam tutacakken ellerinden ellerimin yanması ve gurur, aşkta gurur olmaz diyenlerdendim bende bir aralar.
Ama yaşattıkların öyle böyle şeyler değildi be yâr. Üç günün üstüne unutulmaz, başkasıyla açılan yaralar kapanmaz ve bilirim benim yerimi kimse alamaz.
Hayallerimiz vardı seninle, lisede yaşanılan aşklar mutlu olmaz, ucunda ayrılık elbet vardır diyenlere inat sürdürecektik bu aşkı ve evlilik uzakken yakındı bize.
İki kız çocuğu isimleri bile konmuş…
Bahçeli bir ev ve manzarası…
Bunlar bize uzak kaldı ve tuzak kurdu bize hayallerimiz.
İnatlaşmalarımız vardı seninle rakip takımları tutmamız bile tartışma konusuydu.
Derbilerde kazanan tarafın Fenerbahçe olması kızdırırdı seni.
Konuşmazdın hatta benimle küs kalırdın, şeker isteyen çocuğun istediği şekeri aldıramadığında annesine küs kaldığı gibi.
Atışmalarımız vardı, tatlı sürtüşmelerimiz öğretmenlerin istediği bütün örneklerde sen vardın. Hayal meyal hatırlıyorum da okulun ilk günü bizden kendimizi tanıtacak bir şeyler yazmamız istenmişti. Sevdiğimiz sevmediğimiz şeyler ve sonunda kendimize ait bir not…
Benim notum belliydi “yanımda oturan benekli var ya hocam, ben bu benekli pörtleğimi çooo…oookk seviyorum…”
Hoca bencilsin demişti ve sen ardından yanımdan kalkıp hocanın sözlerini tekrarlamıştın “bencil” zaman geçmeden evet sencilim balım ne yapalım sevgi böyle bir şey olsa gerek demiştim. Kahkahalar havada uçuşmuştu ama benim canım acıyordu sen habersizdin.
Kalemin mürekkebi bitmeden sözlerimi sonlandırmak istiyorum. Evet sensizlik zor sensizlik alışılmaz ama alışılmış alışkanlığımsın. Şimdi başkaları var yanımızda mutluluk rolü takınıyoruz ama biliyoruz biz imkânsızı yaşadık ve imkânsız kaldı geç, güç ve göç ediyoruz başka bedenlere hayallerimiz başkalarıyla sürüyor ve yalan söylüyoruz kendimize ve yanımızdakilere “seni o kadar çok seviyorum ki…” O kadar sevemez kimse O kadar özlemez biliyorum böyle ölünmez ama dilimden sana dair B’aşka sitem dökülmüyor ama bilmeni istediğim bir şey var. Ben alıştım sensizliğe sen de alış bensizliğe. Gözlerini sakın benden. Başkasına ait şimdilerde gözlerim ve bil ben sana iki cihanda da dönmeyeceğim…
Andelip’e teşekkürler…
eyvallah :) her zaman…