Büyüdüğümü Ne Zaman Anladım
Küçükken her seferinde yeter artık bir an önce büyümek istiyorum cümlesini kaç kez kurmuşuzdur bilmiyorum. Küçükken bu cümleyi kaç kez kurduysak şimdi de hep çocuk kalabilseydik cümlesini yaşantımızda kullanıyoruz. Ama ne ara hep çocuk kalabilsek cümlesini kurabilecek olgunluğa eriştik şaşırıyorum. Daha dün çimlerde top oynadığımız için kalemizin tam ortasına ağaç diken Bakkal Yakup Amca’ya kızıyorduk. Şimdi ise Bakkal Yakup Amca’nın sağlığının pek de iyi olmadığını öğreniyoruz.
Çocukluğumu dolu dolu yaşadım ben. Ama konumuz ne yazık ki benim çocukluğum değil. Mustafa kardeşim buradaki yazısında beni mimlemiş. Aynı konuda daha önce başka arkadaşların da beni mimlediğini hatırlıyorum. Bu yazım o arkadaşlara da cevap niteliğinde olmuş olur.
Üniversiteyi Şehir Dışında Okumam ve Kiraya Çıkmam
Şu yaşıma kadar büyüdüğümü bana fazlasıyla hissettiren şey üniversiteyi şehir dışında okumam oldu. Arkadaşlarla birlikte bir ev tutup sorumluluk almamız, evin kirasını, elektriğini, suyunu veya diğer giderlerini ödeme zorunluluğu hissetmemiz belirli bir olgunluğa erişmemin en önemli göstergesiydi. Üniversiteden öncesi ekmek elden su gölden olduğu için bunun farkına varamıyorsunuz tabi. Fakat üniversitede çekip çevirmeniz gereken bir ev var. Gerekirse aç kalıyorsunuz ama o evin kirasını ödüyorsunuz.
Kendi Paramı Kazanmam
Kendi paramı kazanıp ihtiyaçlarımı kendi paramla karşılamam da büyüdüğümün bir belirtisi sanırım. İnsanın kendi parasını harcaması da güzel bir şey.
İş Aramaya Başlamam
İş aramaya başlamam da büyüdüğümü bana belli eden önemli unsurlardan biri. DGS’de herhangibir bölüme yerleşemeyince haliyle artık hayata atılmanın zamanının geldiğini anlıyorsunuz. Bunun için de yapmanız gereken ilk şey iş bulmak. Bu iş bulma olayının ne kadar zor olduğunu da yeni öğrenmiş oldum.
İlk Banka Hesabımı Açtırmam
Bloguma aldığım ilk reklamın ödemesi için müşterim benden ödemeyi yapmak için hesap bilgilerimi istemişti. Tabi bende banka hesabı ne gezer. Hemen ertesi gün babamla beraber İş Bankası’na gidip İlk İmza Hesabı açtırmıştım. Her ne kadar o zaman 18 yaşını doldurmamış olsam da büyüdüğümü anlamaya başlamıştım.
Akşamları Rahatça Dışarıya Çıkmam
Küçükken arkadaşlarım yaz akşamlarında dışarıda saklambaç oynarlardı. Babam akşam dışarı çıkmama izin vermediği için arkadaşlarımı balkondan izlemekle yetinirdim. Şimdi ise ben çıkıyorum demem yeterli.
Bunların dışında oy kullanmaya başlamam, kardeşimin harçlığını benim vermem, kendi faturalarımı kendim ödemem gibi daha bir sürü şey sayabilirim. Fakat yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Ayrıca internette dolaşırken ne zaman büyüdüğünüzü anladınız sorusuna vatandaşın teki çok güzel bir cevap vermiş. O cevapla yazımı bitirmek istiyorum. Ben de bu mimi Volkan Ağabey‘e ve Emrah Ağabey‘e gönderiyorum.
– Ne zaman büyüdüğünüzü anladınız?
– Artık daha fazla büyümek istemediğimi fark ettiğimde.
Kapak görseli Michał Parzuchowski
Çocukken; herşeyin sahibi olmak için büyümek isterdik.Büyüdük; şimdi her şeyden uzak olmak için hep çocuk kalmak istiyoruz.
#Mim için teşekkür ederim cevapladım kardeşim ;)
Büyüdüğümü benden bir şeyler beklendiği zaman anladım. Ama keşke büyümeseydim dedim.
Cocukken özlemeyi bilmiyormus insan.Özlemenin ne oldugunu ve dolduramayinca özlediklerinin yoklugunu anliyorsun.Büyümüssün…
Güzel bir yazı olmuş paşam. Y kuşağı hep büyüme büyük görünme derdinde de hayata atılınca anlayacaklar büyümenin nasıl bir sorumluluk olduğunu..
Sanırım koca koca adamların bana abi demeye başladıklarında anladım büyüdüğümü :) Hala da garipserim, üniversite öğrencileri sana abi deyince bi farklı geliyor, üniversite öğrencisi sonuçta :)
Aynı şey benim de başıma çok geliyor. Geçtiğimiz günlerde karakolda bir işim vardı. Karakola gittiğimde nöbet tutan askerin bana abi demesi garibime gitmişti.
Anlamlı bir yazı gerçekten.Bir çoğumuzun hayali olan suanki yaşadıklarımız o zaman ütopya geliyordu, bir deyim var ya hani davulun sesi uzaktan hoş gelir misali.Yıllar geçtikçe, hayat şartları ve sorumluluklar çoğaldıkça keşke hep küçük kalsam diyor insan.
Yazıya denk geldiğimde bir solukta okudum ve kendi yaşantım gözlerimin önünde canlandı resmen, hemen hemen benzer süreçleri yaşıyoruz. Büyüdükçe olayların üstesinden gelebilme yetimizin, sorumluluklarımızdan daha üstün olması dileklerimle.
Yazının başlığı dikkatimi çekti ve okumak istedim. Lise son sınıf öğrencisiyim ve yazdıklarınız da ilgimi çekti; büyüdüğünü hissetmek, bir şeyleri düzene koymaya çalışmak, daha fazla sorumluluğunun olduğunu fark etmek… Sanırım sözde son sınıf olsam da hayatın göstermek istediği daha çok şey var. Düşündürücü yazınızla bir meraka kapıldım şimdi. Acaba ömrüm olur da yazdıklarınızdan yaşarsam nasıl hissedeceğim? Şimdi o günleri merakla beklerken zamanı gelince de sizin gibi çocukluğumu mu özleyeceğim? Şimdi anlıyorum ki ya insanlar, ya da zaman çok nankör. Şimdiki zamanın değerini bilmiyoruz bu yüzden aklımızdaki tilkileri ya geçmişte ya gelecekte gezdiriyoruz. Halbuki hep duyduğumuz şey de şu değil miydi:
“Her an yaşanmaya değer.”
İnsan önce büyümek istiyor,ancak hayatın asıl sorumlulukları karşımíza çıkınca keşke hep çocuk kalsaydım diyoruz.Garip bir durum.Her yaşın güzelliği ayrı ancak insan çocukluğunu anımsayınca bir tuhaf oluyor,sevgiler
Gerçekten de öyle artık büyümek istemediğini anlayınca insan huzursuzluk oluyor içine. Çok doğru bir konuya çok harika bir yazıyla değinmişssiniz. Teşekkürler.
çok erken büyüdük sanırım. çocukken hep büyüyünce saz çalıcam, türkü söyleyeceğim. Bağlama çalıcam falan derdim. Büyüdüm, saz ve bağlama çalıyorum ama keşke biraz daha küçük kalsaymışım diyorum.
Ben büyüdüğümü işe başlayınca anladım