Futbol

Çocukluğumun Oyunları

Tam da böyle bir yazı yazacakken Çağrı Abi beni burada mimlemiş. Allah’tan mimlemiş yoksa ben üşengeçlikten haftalar sonra böyle bir yazı yazardım. Başlıktan da anlaşılacağı gibi şimdilerde sokaklarda göremediğimiz, iki binlerin başına denk gelen çocukluğumuzda oynadığımız oyunlar hakkında bir yazı yazacağım. İnanın o günlere dönmeyi o kadar çok istiyorum ki. Bu günlerde olduğu gibi o günlerde de vardı stres sıkıntı. Yarın ki mahalle maçının stresi vardı üzerimizde mesela. Saklambaç oynarken saklanacak yer bulamayınca sıkıntıya düşerdik. Bakkal Yakup Amca’nın “gidin öte tarafta oynayın topunuzu” demesiyle Yakup Amca’ya sinirlenirdik.

Güzeldi bizim çocukluğumuz. Şimdiki çocukların oynadığı gibi Pes oynamadık biz. O site senin bu site benim diye internetlerde dolaşmadık. Haftada bir internet kafeye giderdik. O da o zamanların parasıyla beş yüz bin liralık masa açtırır Counter Strike oynardık. Oyunun yarısında süremiz dolar, çıkışta heyecanlı heyecanlı birbirimizi nasıl vurduğumuzu anlatırdık. Neyse efendim fazla uzatmadan hala beynimin bir köşesinde yeri olan o oyunlardan bahsedeyim.

1-) Saklambaç

Gündüzleri katiyen oynamadığımız, yaz akşamlarında dışarı çıkıp saatlerce oynadığımız oyun. Bir kişi ebe olur diğer kişiler saklanır, ebe bir sayıya kadar sayar ve o meşhur sözü söyler; “Önüm arkam sağım solum ebe sobe.” Şu sözün asaletine bak bee… Yalnız ben bu oyunu arkadaşlarımın oynadığı kadar oynayamazdım. Yani arkadaşlarım 5 kez bu oyunu oynuyorsa ben 1 kez oynamışımdır. Bunun sebebi ise babamın akşam dışarıya çıkmama izin vermemesi. Bazen babamdan gizli dışarı çıkardım, bazen de babam yokken. Gizli gizli dışarda saklambaç oynamanın aksiyona da bir farklı oluyor tabi. :)

2-) Futbol

Futbola da oyun diyorum çünkü o yaşlarda futbol bizim için bir numaralı oyundu. Allah’ın her günü maç yapardık. Evimizin karşısındaki caminin çimlerindeki iki ağaç kale olur biz asfaltta top oynardık. Çevremizde bizim çimlerde top oynamamızı istemeyen insanlar bizim aleyhimize her şeyi yaptılar tabi. Bakkal Yakup Amca o iki ağacın arasında bir ağaç daha dikti. Yumurta Kafa dediğimiz bir adam topumuzu götürdü. Farklı biri bizi metrelerce kovaladı. Ama hiçbiri bizim top oynamamıza engel olamadı.

Birgün ilk kez mahalle maçı yapıyoruz. Mahalle maçı derken hemen karşımızdaki sokağın çocuklarıyla bizim sokağın çocukları. Daracık bir yolda, taştan yapılmış kalelerle… İlk maçımızı yenmiştik ve maçtan hemen sonra Limondere diye bağırmıştık sokaklarda. Bizim sokağın adıydı Limondere bu arada. :)

Birde o akıl almaz kurallarımız vardı. 3 korner 1 penaltı, kaleci oyuncu, Allah bir kurallar benden.

Aslında bu futbolu biraz daha açabilirim; japon kale, prenses, el öptürmece gibi çeşit çeşit oyunlar vardı.

3-) Seksek

Yere tebeşir ile 8 tane kare çizerdik ve elimizdeki taşı birden başlayarak sekize kadar atar, karelin üzerinden sekerdik. Sırf o kareleri yere çizmek için saatlerce tebeşir arar, daha güzel oynayabilmek için özel taşlar bulurduk kendimize. Hatta daha iyi oynayabilmek için benim özel terliğim bile vardı. :)

4-) Bilye

Genelde 5 kuyu versiyonunu oynardık biz. 4 tane kuyu ortalarında da zehir dediğimiz bir kuyu. Bir aralar baya bir sarmıştık. Yüzlerce bilyem vardı. Hala da durur. En tuhafıma giden de bir bilyenin bizim mahallede beşlik diğer mahallede yirmilik olmasıydı. Çel çöp benden, mum direk ise unutamadığım terimler bilye oyununda. Şimdi imkanım olsa saatlerce oynarım vallahi.

Daha bunlar gibi bir sürü oyun var. Ama bunlar çocukluğumun oyunlarının en başında yer alanlar. Bu mimi ise cevaplamak isteyen herkese ithaf edeyim. Bakalım başka ne oyunlar varmış.

Bana kahve ısmarlamak ister misin?

Bunları da okuyabilirsin
Yazı hakkındaki yorumun nedir?

9 Yorum
  1. Çağrı Mustafa Alkan
    25 Nisan 2013 - 13:21
    Cevapla
    • Usluer
      25 Nisan 2013 - 13:29
      Cevapla
      • Hale
        25 Nisan 2013 - 15:56
        Cevapla
    • Tahsin S
      25 Nisan 2013 - 20:56
      Cevapla
  2. VeyseL
    26 Nisan 2013 - 09:12
    Cevapla
  3. Emrah Güngör
    28 Nisan 2013 - 01:07
    Cevapla
  4. Yasemin Usluer
    8 Mayıs 2013 - 19:31
    Cevapla
  5. Murat Çelik
    28 Mayıs 2013 - 13:22
    Cevapla
  6. arda
    20 Haziran 2013 - 21:05
    Cevapla