Çocukluğumuzun En Güzel Atari Oyunları
Çocukluğumun en güzel yıllarında, hafızamda yer edinen, belki de ömrüm boyunca unutmayacağım sayılı şeylerden biri de ataridir. Şimdiki çocukların kafasında tam olarak belli belirsiz bir kutu fakat doksan kuşağının en büyük eğlencesi. Tabi şimdi bilgisayarda veya playstationda oynadığım oyunlar gibi oyunlar yok. Yukarıdaki görselde bulunan kasetlerle oyun oynayabiliyoruz. Üzerinde 1000 oyun yazıp da içinde 10 oyun bulunan kasetler. Zaten belli başlı oyunlar bunlar. Aklımda kalanlar ve en sevdiklerim şunlardı;
Super Mario
Super Mario‘yu bilmeyen yoktur sanırım. Oyunların atası. Filmini bile çektiler. Farklı sürümlerini yayınlasalar da hiçbiri atarideki Super Mario’nun yerini tutmadı. O kadar kaplumbağa ile cebelleşip en sonunda da ejderhanın elinden prensesi kurtarmak için günlerimizi verirdik. Tabi kurtarınca da dünyalar bizim olurdu. Ne kadar prensesi kurtarırsan kurtar dön baştan bir daha oynardın aynı oyunu.
Sonic
O yıllarda sıklıklıkla oynadığım oyunlardan bir diğeriydi Sonic. Bende kaseti olmadığı için üst kattaki komşumuzun evine gider, onlarda oynardım. Atari oyunundan sonra kendini çok geliştirdi mavi kirpi. PlayStation ve bilgisayarda da oyunları çıkmıştı. Tabi haliyle onları da oynamıştım. Fakat bir atarinin yerini tutmamıştı.
Bomberman
Sıra geldi en sevdiğim atari oyununa. Evet, Super Mario bir efsane olabilir fakat Bomberman bana göre Super Mario’dan bir tık daha iyiydi. Duvarlar arasında bomba koyarak hem rakibimizi hem de balonları (sanırım balondu) patlatmaya çalışırdık. Duvarların içinden çıkan ödüllerle de bombanın mesafesini uzatırdık. En güzel ise duvarlar arasına sıkışıp kendi bomban ile ölmeyi beklerkenki heyecandı.
Duck Hunt
Atari oyunlarının arasında en pis, en pislik, en moral bozucu oyuna geldi sıra. Atarinin o meşhur tabancasıyla nasıl vurduğumuz hala meçhul olan o ördekler. Ördekleri vurduğumuzda bizden çok sevinen köpeğin, ördekleri vuramayınca çıkıp kıs kıs gülmesi… Ne adi bir köpekti o.