Eski Bayramlar Mı?
Bayram biteli 2 gün olduğunun farkındayım. Bugün yazayım, yarın yazayım derken ancak vakit bulabildim. Açıkçası her bayram yapılan o klişe muhabbete girmek hiç ama hiç istemiyordum. Fakat izlediğim bir videoyu da paylaşmasam olmazdı.
Ah nerede o eski bayramlar klişesi üzerine.. :)
Siz ne düşünüyorsunuz? pic.twitter.com/z62n5legNy
— keremiskan (@keremiskan) June 3, 2019
Konya yerel basınının güzide ismi Kerem Ağabey. Uzun süredir kendisini takip ederim, kendisi ile karşılıklı oturup muhabbet edemesem de her sözüne kefil olabileceğiniz insanlar olur ya, tam da öyle işte. Birkaç kez dinlediğinizde dünya görüşünün yıkmak üzerine değil de yapmak üzerine olduğunu anlıyorsunuz zaten. Öyle a haberde, b haberde çıkan yalaka zihniyet ile karıştırmayın sakın bu insanı. Mevcut partinin kalesi olan bu şehirde bile bakın bu yanlış veya bu doğru diyebiliyor.
İşin politik boyutu bir yana videoda da toplumun ne denli bozulduğunu ne güzel dile getirmiş. Her bayram nerede o eski bayramlar diye dert yakınırken bir kere aynaya dönüp kendimize bakabilsek aslında toplumu ne hale getirdiğimizi göreceğiz. Hayat felsefem haline getirdiğim bir görüştür, birbirimizi ötekileştirmeyelim, insana insan olduğu için değer verelim. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim bu konuyu. Kerem Ağabey’den de bunu duyunca çok sevindim açıkçası. Bu ülkenin Kerem Ağabey gibi güzel insanlara ihtiyacı var. Sadık Söğütlü isimli bir arkadaş çok güzel bir yorum yapmış; koca koca profesörlerin, hocaların hamaset sattığı, imamların bile herkesi kucaklamaktan imtina ettiği şu günlerde, yangının üzerine su serpmiş Kerem Ağabey.
Açıkçası bu topluma dair inancım gün geçtikçe azalıyor. Tweetin altında birisinin de belirttiği gibi; şu anki kirlenmiş ruhlarla temiz duygu çok zor.
Bayramlar tedavülden kalkalı çok oldu. Artık onun yerine “Resmi Tatil” diye bundle’lanan bir paket var, o kullanılıyor. Kabul etmek acı fakat edince ısınılıyor.
Kerem ağbinin düşünceleri IQ’sü ortalama her bireyin asgari düzeyde sahip olması gereken renkli düşünceler. Fakat sahip olunamıyor. Sahip olunamayışı bize asıl sorunun nerede olduğunda dair güzel bir fikir veriyor. Halbuki bizim bu fikre ihtiyacımız yok, ihtiyacı olanlar da fikirle hiç ilgilenmiyor.
Uzun lafın kestirmesi: Bu düzenin nasıl toplanacağı veya toplanabilme ihtimalinin olup olmadığı da bilinmiyor.
Nice resmi tatilli bayramlarla Usluer’ciğim!
Sanırım bizim kuşak ve bizden sonra gelecek olan kuşaklar resmi tatili çoktan kabul etti. Belki de bunu kabullenmek istemediğimiz için bu kadar tantana.
Normal olan böyle düşünülmesi. Ama işte böyle düşünen insanlar günümüzde artık pek az olduğu için böyle düşünen birini görünce hasret gideriyoruz. Bırak ekstra bir şey beklemeyi, normal olanı görebilsek o bile kafi.
Hayırlı Bayramlar olsun Ismail. Olanı bize özetleyen Kerem ağabeye ve bize ulaştıran sana teşekkür ederim. Var olun.
Zamanın aleyhimize işlediği bu çağda çağdışı kalabilmek büyük maharet istiyor. Yozlaşıyoruz. Bizi biz yapan ne varsa uzaklaşıyor ve inkar ediyoruz.
Hayatın merkezini toplumsal birliktelikte buluyorken şimdi herkes, her birey kendini hayatın merkezinde görüyor.
Inşallah bu nasihatler anlatılar ruhumuzdaki değişimin tetikleyicisi olurlar.
Selamlar sevgiler..
O bir ayda da yapılmıyor hocam artık. 2000’den sonra pek kalmadı. Ramazan hakkında bir yazı yazmıştım bende geçen günlerde son 2 paragrafında ramazan ayında yapılan büyük yanlışlara değinmiştim. Ramazan ayı durumu iyi olmayanlara yardım için ve de durumu iyi olmayanları anlamak için 11 ayın sultanı ancak günümüzdeki ramazan çıkar ve karşılık ayı oldu. Sana yararı var ise geliyorlar yok ise gelmiyorlar.
Geçmişe özlem her dönemde var sanırım. Akif’in de dediği “Ya Rab beni evvel getireydin ne olurdu!” konusu gibi. Woody Allen’in Pariste Gece Yarısı filmini izlemişsindir. Edebiyatın altın devri 1920ler diye o döneme gidiliyo sonra o dönemdeki yazarlar da keşke 1800’ün sonlarında olsaydık keşke altın dönemde diyo. Altın dönem o ankine göre 1920, 1920 dekine göre de 1800 sonları. 1800 sonlarına gitsen o da geçmişe gitmek isteyecek. Hasılı kelam Charles Baudelaire’nin dediği gibi “Her nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir.”
Neyden kaçtığımızı bi an önce bulmamız ve şu ânâ ne gibi faydamız olacağını kestirmemiz gerekiyor. Sanırım en çok kendimizden kaçıyoruz geçmişe. Umut demişken bende de pek kalmadı.
Gerçekten güzel bir paylasim olmuş.Keske öyle olsa
bayramları artık normal bir günü yaşar gibi olduk. gerçekten üzücü bir durum ..
bayramların mı tadı yok yoksa inanlar mı tad almayı unuttu?
Ne yazık ki artık eski bayramlar kalmadı yerine resmi tatil yapılan bayramlar geldi. Dini bayramlarda bile otellere doluyor millet. Aslında samimiyetsizlik ve kişisel menfaatlere dayalı bir yaşam anlayışının sonucu olarak bayramlar değişti diye düşünüyorum..
Eski bayramlar yok artık çünkü insanlar değişti. Eskiden samimi insanlar vardı şimdi şehirleşme yüzünden mi nedendir bilmem o samimiyet öldü. Eskiden mahalle kültürü vardı şimdi yok.