İleride Pişman Olabileceğiniz Yazılar Yazmayın
Geçtiğimiz günlerde blogun ziyaretçi istatistiğine göz atarken bir yazının olması gerekenden fazla hit aldığını gördüm. Sonra merak edip yazıya bakayım dedim ve yazı 2011 yılında yazmış olduğum üniversite sınavı ile ilgili bir yazıymış. Sanırım hafta sonu LYS sınavının olmasından dolayı olsa gerek fazlaca hit almış. Buraya kadar bir problem yok. Hatta kimi insan için bundan sonrası için de problem olmaması lazım. Sonuçta yazdığınız yazı birkaç günlük de olsa sitenize yüzlerce ziyaretçi çekiyor. Fakat yazıyı okuduktan sonra bu benim için oldukça önemli bir problem teşkil etti. Çünkü yazıda hiç hoş olmayan bir üslup kullanmışım, küfür etmişim, yazmamam gereken şeyleri yazmışım.
2009 yılından beri blog tutuyorum. Yani yaklaşık 17 yaşımda ilk blog yazımı yazdığımı düşünürsek bunu bir başarı olarak addedebiliriz. Ama ortaya şöyle bir sorun çıkıyor maalesef. 17 yaşındaki düşüncelerimle şuanki düşüncelerim arasındaki fark. Aslında bunu bir sorun olarak ele almamak lazım. Çünkü insan bedenen nasıl gelişiyorsa düşünceleri de bu şekilde yıllar geçtikçe gelişiyor. Lakin bu düşüncelerimi yazılı olarak her isteyenin okuyabileceği bir yere kaydetmem ve bunları yıllar sonra okumam keşke bunları yazmasaydım dememe sebep oluyor.
İlk blog yazımı yazdığım yıllarda benim gibi kişisel bloga sahip az kişi vardı. Şimdiki kadar popüler değildi blog tutmak. Bir nebze de olsa o insanların kişisel blog sahipleri arasında popülerliği vardı ve ben de ister istemez onlara özenerek onlar gibi yazmaya başladım. Tabi o yıllarda küfürlü yazı yazmayı popülerlik göstergesi olarak görüyorum, internet ortamındaki insanlara ayak uydurmaya çalışıyorum ve en önemlisi yazdığım yazıların ileride de okunacağını hesaba katmıyorum. Hal böyle olunca hiç hoş olmayan yazıları yazarken bir kere bile olsa düşünmemişimdir.
Aradan 6 yıl geçmiş. 6 yıl önce yazdığım yazılara baktığımda durum gerçekten bir felaket. Lise yıllarımda insanlara ettiğim hakaretler, siyasi anlamda mevcut düzene edilen küfürler, pis bir üslup. Özellikle 17-20 yaşları arasında yazdığım sözde siyasi yazılarda özentiliğin büyük rol oynadığını söyleyebilirim. Hatta mevcut siyasi düzene küfürler etmek bile bir ayrıcalık göstergesiydi. Ya da ben öyle görüyordum.
İlk yazdığım yazılar ile şimdiki yazdığım yazıları kıyasladığımda bir şeylerin değil çok şeylerin değiştiği aşikar. Belki bundan bir 5 yıl sonra da yazdığım bu yazıyı beğenmeyeceğim ama en azından böyle bir yazıyı yazdığım için pişman olmayacağım.
Bunların yanında sadece benim değil blogumun da büyüdüğünü gördüm. Özellikle bu büyümede kendi özel hayatımla ilgili yazıları blogda paylaşmamam, var olanları da blogdan kaldırmam büyük etken oldu. Evet, kişisel blog deyince akla ilk olarak blog sahibinin hayatı gelebilir. Hatta bundan bir yıl öncesine kadar da kişisel blogların bu yönde olmasını savunan biriydim fakat eğer anonim değilseniz bu çok riskli bir iş. Tuttuğunuz günlüğü bir yakınınızın okuması ne kadar sakıncalı ise bu da o kadar sakıncalı.
Velhasılıkelam özellikle 20 yaş altı, düşünce yapısı tam oturmamış arkadaşların blog tutmak gibi bir düşünceleri varsa yazdıklarımı göz önünde bulundurarak blog tutmalarını tavsiye ederim.
Benim gibi yapacaksın kardeşim :) Tutup sileceksin. Geçtik o dönemlerden, gerçi ben bloğa neredeyse hiç bakmaz oldum ama yine çıkabilir geçmişe yönelik içerikler.. Selametle..:)
Öyle yapıyorum abi mecburen. Sen blog olayını bitirdin sanki, işten güçten pek vakit kalmıyor gibi. :)
Malesef öyle oldu kardeşim, tam bi heveslenip yeniden girişeyim diyorum. İki kelime yazıyorum sonra acil olarak işe dönmem gerekiyor. Bir gün mutlaka geri döneceğim sahnelere :)
Sırf bu yüzden blog işine adam akıllı başlayamadan bırakmıştım, belli bir süre sonra ‘ya bunları ben mi yazdım’ diyorum ve blog’u siliyorum. Blog işleriyle uğraşan arkadaşlara tavsiyem, yazdıklarınıza dikkat edin, başkalarını rahatsız etmese bile kendi vicdanınızı rahatsız edebilir.
Olsun hocam şimdiki yazılarınız harika
Paşam ne mutlu ki üzerine bişeyler katabilmişsin, geçen yıllara rağmen. Bugün kişisel blog başlığı altında kendimi de içine katarak yorumladığımda daha çok insanlara faydalı bilgiye yönelik içerikler üretmeye çalıştığımızın farkına vardım. Bu durumda kişisel blog kavramı ne kadar sağlıklı düşündürüyor biraz.
Yazıda da belirttiğim gibi bundan bir yıl öncesine kadar kişisel blogların blog yazarının hayatını konu alan bir blog olmasından yanaydım abi. Fakat yanlış düşünüyormuşum. Mesela sen bir teknolojik ürün veya farklı bir şey alıp bunun kendi dilinle incelemesini dahi yazsan takipçilerin memnun oluyorlar. Sinan’ın blogunda çok hoş bir söze denk geldim; “Çünkü kişisellik yazı yazdığın kategorilerle olmaz, kategorilere yazdığın yazılarla olur.”
Bu durum için blog bile kapattığımı hatırlarım ben. :)
Takip ettiğim tek kişisel blok senin ki. Bunun nedenini bilmiyorum. Özellikle kitap okumaya başladıktan sonra yazılarını daha zevkle okumaya başladım. Bende çok küçük yaşlardan beri yazma serüvenin içinde olan biriyim. Aynı hataları zamanında ben de yaptım.
Ama hata yapmadan da insan doğruları bulamıyor.
Kitap okumaya başladıktan sonra insanın yazı yazması bile farklılaşıyor abi. Bunu ben de farkettim. Kesinlikle doğru söylüyorsun. Hata yapmadan insan doğruları bulamıyor. Ama yaptığımız hataları ne kadar en aza indirgeyip doğruları bulursak bizim için daha iyi oluyor.
Önemli olan kendimizi ne kadar geliştirdiğimiz İsmail. İnsanın yazılarında kullandığı okuyucuya hitap dili, hangi zamanda ne şekilde yazacağını bilmesi ve senin dediğin olay bunlar hep zamanla düzeliyor. Ne mutlu ki üzerine bir şeyler koyabiliyoruz.
Benimde geriye dönük baktığımda bu yazıyı nasıl yazmışım diyip sildiğim çok yazı oldu. Nasıl olduğunu bilirim yani. Özellikle benim gibi yaşı genç olan ve sürekli kafasındaki düşünceler değişen biri için.
Çok güzel söyledin ismail. Bende yakın zaman içerisinde büyük pişmanlık duyduğum, siyasi içerikli yazıları temizledim. Aslında güzel bir şey dönüp 3-4 yıl önceki yazılarını okumak o günlere gitmek fakat olayın bir de dediğimiz boyutu var :)
Çok uzun uğraşlar verdiğim bloğu silmiştim bende.
Eskiden daha anlaşılır ve ileriye dönük yazılar yazarken şimdilerde o hazzı bulamıyorum.
Aslında pişmanlık var neden sildim diye ama, neyse :)
Bence silmeseydin iyiydi, sonuçta her insanın fikri değişebilir. O konuda yanlış yazdığını , fikrinin değiştiğini düşünüyorsan ikinci bir başlık açarak o zamanla bu zaman arasındaki farkı anlatabilirdin. :)
İnsanların fikirleri değişebilir. Bu görüşe ben de katılıyorum. Beş sene önce düşündüklerimizle şu anda düşündüklerimiz aynı olacak diye bir kaide yok. Ama sadece fikirlerimin değişmesinden dolayı değil ana sebep olarak yazılmaması gereken yazıları yazdığım için silmek zorunda kaldım.
Fikirlerim benim sahibim değil, ben fikirlerimin sahibiyim demeliydin ve bence silmemeliydin.
Çünkü fikir dediğin değişen bir şeydir. Sende o zaman ki yazılarınla şimdiki yazılarını kıyaslayıp ne kadar değişkenlik gösterdiğini görebilirdin.
Mevzu sadece fikirlerimin değişmesi olsa problem olmazdı aslında. Ama beni rahatsız eden daha çok yazılarda kullandığım üslup, yazılmaması gereken yazılardı.
Hocam güzel bir konuya değinmişsiniz fakat yazı içinde siz de belirtmişsiniz zaten 17 yaşındaki düşünceleriniz ile şimdiki düşünceleriniz elbette aynı olmayacaktır. Sonuçta insanız bugün bir şeye karar verip yarın o kararımızı değiştirebiliriz bence bu olağan bir şey , o zaman ki yıllarda sizin üslubunuz o şekildeymiş öyle yazmışsınız ama şimdi üslubunuzu farklılaştırmışsınız uzun lafın kısası bence şöyle bir şey yapsanız daha mantıklı olurdu diye düşünüyorum küfürlü yerleri silip yazı üzerinde biraz düzenleme yapabilirdiniz
Aslında bazılarını öyle yaptım. :) Düzenlenemeyecek seviyede olanları ise silmek zorunda kaldım.
Aslında dediği gibi geçen zamanla sadece bloglarımız gelişmiyor, bizlerde gelişime ayak uyduruyoruz. Yinede dediğine katılıyorum. İleride bu yazıdan pişman olurmuyum diye düşünmek gerekir. Hele ki dönemin gündemini, o anki düşüncelerimiz ile yorumlarken.
Aslında bu yaşamın bir parçası bence, gayet doğal, bu günkü yazdıklarını da belki gün gelecek beğenmeyeceksin. Geçmişte yaptığın hatalar, daha doğrusu hatalar demeyelim düşünceler bu gün değişmiş olabilir, bu da senin aradaki farkı görmeni sağlıyor belki o yazılar olmasaydı bu gün bu yazıyı yazmış olmayacaktın.
Çok doğru dedin İsmail abi. Konuyu tam anlamıyla son cümlende ki “düşünce yapısı tam oturmamış” bölümünde özetlemişsin. Aslında bence hiçbir blogda siyaset konusu ele alınmamalı. Çünkü siyasette herkes kendince haklı. Herkesin kendi görüşü ve bu konuda ki karşıt görüşlerin insanlara zarar verdiğine her gün şahit oluyoruz. Şöyle bir durum da var ortada, insanlarda yaş ilerledikçe hayata bakış açısı da değişiyor. Bu yazının asıl amacı da bu sanırım :) Tabii sadece yaş ile alakalı bir durum değil, kitap okumak da bir o kadar etkili oluyor.
Her bir kelimene katılıyorum. Bazen ileriyi de düşünmek gerekiyor. (:
Dönüp arkamıza baktığımızda keşke dememize sebep olacak işlerden her daim uzak kalmalıyız. Senin de dediğin gibi bundan bi 5-10 yıl sonra dönüp arkana baktığında bu yazı için pişman olmayacaksın kardeşim.
Yazılarımız ne yaptığımızı görebilmemiz için güzel bir araç. Düşüncelerinizin aynası oluyor bir yerde. Yazmayı sevmemin nedenlerinden birisi de bu. İleriyi düşünerek pişman olmayacağımız nitelikte yazsak bile zaman geçtikçe, kendimizi geliştirdikçe ve daha iyisini buldukça yine benzer süreçlerden geçiyoruz. Aynı şekilde “Bunu ben mi yazmışım?” düşüncesine kapılıp şaşırabiliyoruz.
Blog yazmaya başladığım günden beni benim aklımı kurcalayan konulardan biri budur. Bu yazdıklarım yıllarca blogumda duracak! Bunu hesap ederek yazdım hep yazılarımı. Senin de dediğin gibi insanın fikirleri değişir ama en azından pişman olmamak adına her türlü aşırılıktan kaçınmak gerekiyor
Özellikle de ergen dönemlerde yazılanları gerçekten gözden geçirmekte fayda var. Aynı dertten ben de muzdarip olmuştum. 2005 yılından bu yana blog yazıyorum. Eski bloglarımda sevdiğim kıza şiirlerden tut hakaretlere kadar yok yok :) Tutup hepsini silmek zorunda kaldım. Bütün bloglarımı kapattım. 2013’ten beri sadece hizliadam.com’da yazıyorum. Umarım gelecekte bu arşivden tek bir kelime bile silmek istemem. Makaleni keyifle okudum. İyi bloglar…
Size katılıyorum İsmail bey. Bu makalenizde tam olarak beni 16lı yaşlara yolladınız. Teşekkürler :)
İsmail, bu yazını ilk yazdığın zamanlar okumuştum ve açıkçası çok fazla düşünmemiştim üzerinde. Ama kısa süre önce aşırı kötü bir olay yaşadım bu konuda ve senin yazını hatırlayınca gülümsedim. Haklıymışsın…
Yazıyı yazarken ileriyi hesap etmediğimiz için bir şey olmaz gözüyle bakıyoruz Mehmet. Fakat bununla ilgili bir problem yaşadık mı yazdıklarımızın öneminin o zaman farkına varıyoruz.
Bugün dünkü yazılarını beğenmediğin gibi yarın da bugünkü yazılarını beğenmeyeceksin. Ayrıca tecrübe sahibi oldukça daha ince eleyip sıkı dokuduğun için yazı yazman daha da zorlaşacak. Bu böyle sürüp gidecek…
Onun için fazla dert etmeden anın tadını çıkarmaya çalış İsmail kardeşim. 63 yılın tecrübesi ile benim fikrim bu.
Kolay gelsin, yola devam.
Sırf bu yüzden yaklaşık 300 yazıyı sildim :) 2013’te açtığım blogta yaklaşık 500 içerik vardı askerde üşenmedim birgün tüm gereksizleri sildim, Askerden gelince 26 Haziranda da Tümünü sildim, ne kadar doğru yaptığım tartışılır ama en azzından daha dikkatli ve özenle yazıyorum artık.
Yalnız bu durumun önüne ne kadar geçebiliriz bilmiyorum. Şimdi bir 500 yazı daha yazdığını farzedelim, 10 yıl sonra bu yazdıklarını da beğenmeyeceksin. Ne kadar dikkatli ve özenli yazmak istesek de istediğimiz gibi olmayacak. Ama yine de çok uç yazılar yazmamakta fayda var. :)
Merhaba;
Hocam, kesinlikle doğru demişsin. Yani ben mesela geriye dönük baktığım zaman, sen mesela 10 yıl demişsin ben diyeyim sana, 5-7 ay civarı bir süre önce şu hani sitelerin (kapansa bile) 10-20 yıl önceki hallerini ön belleğe alırlar web arşivi yazın google da çıkar ki zaten büyük ihtimal biliyorsunuzdur kime ne anlatıyorsam? :D web arşivini bilmeyen wm değildir zati yada acemidir.
Neyse konu çok uzadı, 2008-2009 yıllarında daha ergenlik zamanlarımda bir forum kurmuştum site açılır açılmaz neredeyse ağlayacaktım. :) öyle bir duygulandım ki sonra açtığım konulara falan baktım, yaptığım espirilere baktım aman Allah’ım bu ben miyim dedim kendi kendime!!! varsa sizin de o tarz siteleriniz girin bakın duygulanın biraz. :D
Bu konuda yazının altına imzamı atabilirim değerli kardeşim. İnsan blog yazmaya çok genç yaşta başlıyorsa ya kişisel görüşlerini yazmamalı veya yanında mutlaka kendinden daha büyük biri olmalı. Ki yazılarını kontrol edip gerektiğinde uyarsın. Zira bazı yaşlarda insanın kanı çok deli akıyor dolayısıyla ağzından çıkanı duyamadığı gibi kaleminden döküleninde farkına varamayabiliyor. Ayrıca şunuda belirtmekte fayda var senin blog gibi kaliteli dolu dolu zengin içerikli blogların varlığını görmek her zaman güzel. Başarılarının devamını diliyorum.
Bu pişmanlığı bende yaşıyorum. Daha önceleri açtığım bir sitede yazdığım yazıları tekrar okuyunca sinirlerim bozuluyor silsem diye düşünüyorum ama o kadar vakit harcamıştım diyerek silemiyorum. Fakat sonra komple kapatayım siteyi diye düşündüm ama bir süre dursun yine dedim. Bu durum bende baya bir motivasyon düşüklüğüne sebep olmuştu. Bazende diyorum ki aslında yaptığım hataları bu sitede denedim ve görmüş oldum diyerek te kendimi azda olsa motive etmeye çalışıyorum. Şimdi ise bloguma daha fazla özen gösteriyorum ve daha fazla yoğunlaşıyorum inşallah emekler boşa gitmez.