Kahraman Tazeoğlu – Doğum Günü

Bugün senin doğum günün sevgilim. Belki farkında bile değilsin.
Uzaklarda ve yapayalnızsın biliyorum. Bugün yanında olmayı o kadar çok
isterdim ki… ama bir türlü gelebilmeyi beceremiyorum işte. Her yıl,
“bu yılda olmadı. Bir sonraki doğum gününe inşallah” diyorum. Ama
olmuyor işte. Ben yine buralarda sensiz, sen yine oralarda bensiz.
Yıllar geçtikçe daha da bir hüzünleniyorum biliyor musun. Sanki her
doğum gününde sana biraz daha yaklaşıyormuşum gibi geliyor. Yanında
olamasam da… dipte yüzen bir deniz altının batması gibi bir duygu
sarıyor içimi. İç kapaklarım su alıyor.
Bugün doğum günün sevgilim. Yalnız kalmanın; hele hele doğum gününü
yalnız geçirmenin ne demek olduğunu iyi bilirim. Tıpkı o şarkıdaki
gibi, yani; gökyüzünde yalnız gezen bir yıldız gibi hissediyor insan
kendini. Bilirim, etrafında sahte kalabalıklar olması yerine, o günü
yalnız geçirmeyi tercih edersin sen. Ama yine de en azından ben
olmalıydım yanında diye düşünüp ağlıyorum.
Bugün doğum günün sevgilim. Biliyorum yalnızsın. Ama kimsesiz
değilsin. Çok yalnız olduk ama hiç yalnız kalmadık. Dostlarla hep seni
anıyoruz. En sevdiğin çiçeklerden bahsediyoruz. Dualarımız bile sana
dair.
Sensizim biliyorum. kendimi kandırıyorum yokluğunda. Geceleri
yastıktan sevgilimsin benim. Gündüzleri, gözüm açık gördüğüm hayal…
“insan yalnız kalmaz. hayatı boyunca peşinden sürüklediği onlarca,
yüzlerce gereksiz insanla beraber susar.” diyen kontrol gurubu ne
kadar da haklı… Senin de öyle bir yalnızlık anlayışın vardı hep. Ama
şimdi gerçekten yapa yalnızsın ve etrafında boş kalabalık yapacak
sahte yüzler bile yok. Ve bugün senin doğum günün sevgilim.
Yalnız kalmak, aslında “hep birer yalnız” olduğumuzu anlayamamaktan
gelir sevgilim. Evet! Hepimiz birer yalnızız. Sadece kuru kalabalıklar
içinde bunu anlayamıyoruz o kadar. Sen üzülme sevgilim. Biz seninle
birlikte yalnızız… kimsenin hiçbir şeyiyiz. Aldırma sen bu dünyaya…
insan sosyal bir varlıktır diye diye insanı yalnızlaştırıyorlar.
Bugün senin doğum günün sevgilim. Şimdi senden uzakta, benim için
yaptıklarını hatırlıyorum. Aynaya bakıp kendime “iyi uykular” dediğim,
kendimi dinlemekten korkup kaçtığım, bir battaniyeyi katlarken
karşımda, diğer ucunu tutup bana yardım edecek birinin olmadığı,
telefonumu evde unuttuğumda, akşam gelince heyecanla ekrana bakıp,
kimsenin aramadığını gördüğüm, hapşırınca kendime “çok yaşa” diyerek
güldüğüm, şemsiyemin altında hep tek başıma yürüdüğüm günlerde gelmiş
ve tüm yalnızlığımı alıp, bana sadece senden yapılma bir kalabalık
vermiştin.
Öyle çılgındın ki; Adapazarı’na, babaannene giderken tuvalet aynasına
“benimle evlen! Yoksa seni döverim” yazmıştın. Sana binlerce binlerce
kez “evet” diyecektim… Adapazarı’ndan dönseydin…”on yedi ağustos
depreminde ölen Z.K. anısına”

bAŞKa adlı kitabından…

Bana kahve ısmarlamak ister misin?

Bunları da okuyabilirsin
Yazı hakkındaki yorumun nedir?