
Kozmik Albay – Erkan Yılmaz Büyükköprü
Sözde Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlayan sonrasında devletin kozmik odasına girilmesiyle devam eden ve kozmik odaya girenlerin yargılanarak ceza almasıyla son bulan bir süreç. Bu sürecin baş aktörü ise emekli albay Erkan Yılmaz Büyükköprü.
Her bir satırını dehşetle okuduğum bir kitap oldu Kozmik Albay. Açıkçası o dönemi hatırlamama rağmen detaylarına bugüne dek vakıf değildim. Kozmik odaya neden girildi, kim girdi, nasıl girildi, kim destekledi? Kitabı okurken yapılan onca hukuksuzluklara rağmen hakkını savunmaya çalışan bir avuç insanın yaşadıklarına şahit olacaksınız.
Tüm olay 2009 yılında Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü ve Binbaşı İbrahim Göze’ye verilen bilgi sızdırdığı iddiasıyla şüpheli bir albayın takip edilmesi göreviyle başlıyor. Aradan bir süre geçtikten sonra polise gelen bir ihbarla bu iki asker görev başında yakalanarak sözde Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla yargılanıyorlar. Polise gelen ihbarın asılsız çıkmasından tutun da polislerce üstü aranan Erkan Yılmaz Büyükköprü’nün cebine konulan kağıda kadar onlarca hukuksuzluk yapılıyor.
O dönemde iddianın konusu Bülent Arınç’a suikast olmasına rağmen Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı’nda bulunan ve devlet sırlarının bulunduğu 11 ve 16 numaralı odaların aranması (kozmik oda) aslında konunun çok başka olduğunu gösteriyor.
Ülkenin işgal edilmesi halinde uygulanacak planlardan tutun da FETÖ yapılanmasına kadar tüm devlet sırlarının bulunduğu bilgiler her türlü hukuksuzluklarla savcısından hakimine, Tübitak çalışanından polisine kadar, dönemin siyasilerinin izniyle, eline geçmemesi gereken kişilerin eline geçiyor.
Son olarak o dönemde sözde Ergenekon yapılanmasına inanan milletimizin ve TSK aleyhine haber yapan basının, bugün sözde Ergenekon davasını ortaya çıkaran hakimlere, savcılara ve polislere de terörist demesi oldukça manidar.