Nasıl Olsa Bir Kez Evleniyorsun İstediğini Yaptırabilirsin
30 yaşına yaklaşıyor olmamdan olsa gerek, gerek çevremde gerek aile içinde evlilik muhabbetleri had safhaya ulaştı. Önce arkadaşlarım birer birer evlendi, şimdi de annem bak bu hemşireymiş, bak şu da öğretmenmiş demeye başlarayak kaynanalık yoluna direksiyonu kırdı. Nasibimizi bulabilirsek evleneceğiz anneciğim, evlenmem demiyorum ama önce şu meseleleri konuşalım.
Çevremde evlenen insanlara yahu kaç para harcadın evlenmek için diye sorduğumda en düşüğü 60 bin liradan ağzını açıyor. Bunun içinde yemek, düğün salonu gibi masraflar yok. Salon tutayım, yemek vereyim dedin mi 100 bin lirayı bulan bir masraf etmiş oluyormuşsunuz. İki insanın evlenmesi için gereken para 100 bin lira. Ömrümde 100 bin lirayı bir arada görmemiş insanım ulan ben!
Bir türlü kadınların şu düşüncelerine anlam veremedim. (Aradan sıyrılan, mantıklı düşünebilenleri tenzih ediyorum.) Fıtratlarında mı var nasıl olsa bir kez evleniyorum düşüncesi bilmiyorum ama neredeyse hemen hemen hepsi aynı şekilde düşünüyor. Nasıl olsa bir kez evleniyorum o zaman 5 bin liralık gelinlik giymeliyim, ömrüm boyunca hiç giymesem de 2-3 saatliğine o 5 bin lirayı verecek! Nasıl olsa bir kez evleniyorum o zaman dış çekim olması gerek, normal fotoğraf çekinsek de hatıra kalacak biliyorum ama o dış çekime 3-4 bin lira vermeli! Nasıl olsa bir kez evleniyorum, en iyi beyaz eşyayı, en iyi mobilya takımlarını almalı, biliyorum o beyaz eşya ve mobilya takımı belki 3-4 kez daha yenilenecek ama şimdi en iyisini almalı! Sayayım mı daha zat-ı muhteremler? Mesela kına gecesinde giydiğiniz o kıyafete verilen 2-3 bin lira, kuaförünüze verilen 300-400 lira, kapıyı açmayan kuzeninize verilen 100-200 lira, nişanda sadece birkaç saatliğine süslediğinizin o odanın köşesindeki masaya, balonlara, yemeklere verilen bin lira…
Nikahın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır diyen peygamberin ümmeti olarak nikahı ne kadar zorlaştırdığımızın, ne kadar çok harcama yaptığımızın farkında mısınız? Doğru, sen bir kez evleniyordun, unutmuşum. Sen bir kez evleniyorsun diye yıllar boyunca yeni kurulacak aileyi borca sokabilirsin. Sonra o evden nasıl huzur bekleyebilirsin? Kiminle evleniyorsun sen, benimle mi yoksa olmazsa olmaz dediğin mobilyalarla mı? Bazen acaba ben mi yanlış düşünüyorum diye düşünüyorum ama yok. Nereden tutarsam tutayım her yeri elimde kalıyor. Yeni evli çiftin, hayatlarının belki de en güzel yıllarında borç içinde olması size doğru geliyorsa söyleyecek bir şeyim yok ne yazık ki.
Bu evlilik denen olayı iyice saçma bir hale sokmaya başladılar. İnsanı evlilikten soğutuyorlar anasını satayım. Bayramdan bayrama kapısını açtığın salona 10 bin lira gömmek, üç beş kişi göbek atacak, karınlarını doyuracak diye düğün salonuna 30 bin lira gömmek bir bana mı saçma geliyor Allah aşkına? O salonda gelin ve damat taş çatlasın 3 saat duracaklar. Kime, neyin gösterişini yapmaya çalışıyoruz anlamıyorum ki. Evet, başlı başına gösteriş, başlı başına diğerleriyle yarışmak bu. Instagram hikayelerine malzeme. Okuduğum bir tweette bu durum için muazzam bir benzetme yapılmıştı; kiminle evleniyorum arkadaş ben, kızla mı tefeciyle mi?
Ben de istiyorum kendi evim olsun, eşimle birlikte kitap okuyayım, film izleyeyim, karşılıklı tartışalım. Ama vaziyet gösteriyor ki bunları bir eş ile birlikte yapmak yerine duvara karşı yapmak daha mantıklı. Ben mantık adamıyım kardeşim, karşımdaki duvara da bir isim verdim mi bu iş tamamdır. Hoş geldin şizofreni.
Şimdi bunca şeyi yazdıktan sonra cimrilik yapma diye düşünenler olacaktır. Vallahi cimrilik yaptığımdan değil billahi değil. O kadar parayı onca gereksiz, saçma şeye vermek yerine mütevazi bir düğünden sonra eşimle birlikte yurt dışına çıkıp farklı insanları tanıyıp onların kültürlerini öğrenmek daha doğru geliyor bana. Eşimle birlikte gezip tozmak, ihtiyaçlarımızı karşılamak için cebimde ne kadar para varsa vermeye hazırım da o salon takımına, arabanın önünü kesecek olan at hırsızlarına, 2-3 saat giyilecek gelinliğe, gelin arabası süsletmeye o kadar para verirsem salak yerine konulduğumu düşüneceğim. Zaten kalabalığı da sevmiyorum ben, daralıyorum, o kadar para versem bile o salonda duramam ben.
Şimdi önümde herhangi bir evlilik durumu olmadığı için bol keseden sallayarak konuşuyorum belki ama o günler gelirse sonuna kadar direneceğim, direnmeye çalışacağım. Artık bu devranın tersine dönmesi gerek. Yoksa daha çok canımız sıkılır. Olur da benim gibi düşünen hanım arkadaşlar çıkarsa yarışmaya Konya’dan katıl… Şaka şaka.
Duygularıma tercüman oldun valla kardeşim. Bende aynı şeyi söylüyorum ama dinleyen yok. Hele bide kızın annesi inatçı oldu mu vay haline..
Kızın ailesinin erkek ve kızdan çok evliliğe karışması zaten o evliliğin baştan sağlıksız olacağının göstergesi. Yazımda çoğunlukla maddi durumlardan bahsetmiş olsam da bahsettiğiniz konu da oldukça önemli aslında. Büyüklerden fikir alınabilir ama eşimle birlikte üzerine oturacağım kanepenin rengine karışırlarsa, şu da olsun bu da olsun gibi söylemlere girerlerse iş orada çığrından çıkar.
Bu devirde evlilik çok zor, bu pahalılıkta kendini zor geçindiriyor zaten insan birde üstüne üstlük bu derde birini ortak etmek olmaz. Evlilik artık eskisi kadar kolayda değil, bunca masrafın üstüne birde maddi sorunlar yüzünden anlaşamazlık yaşar isen al başına belayı. :)
Bende kelimesi kelimesine aynı şeyleri düşünüyorum ismail hocam.
güzel yazı kardeşim. bizim orda bi söz var. kaderinde çekilecek bir çile var ise ister mebus kızı al ister çoban kızı o çileyi çekersin. At ile avrat yiğidin şansına derler. :)
bol şans:)
Yorum yapmadan geçemeyeceğim 😄 bütün kadınlar aynı şekilde düşünmüyor. Kadınların bu şekilde düşünmesinin en büyük sebebide aileleri ve yetiştirilme tarzları. Yalnız kaçırdıkları bir nokta var ki, o 100 bin tl havadan gelmiyor sonuç olarak ilerde sıkıntıyı çekecek olan yine kadının kendisi. Düğün’ün gösterişten başka bişey olduğunu düşünmüyorum. İnsanlara ilan etmenin bir çok yolu var. Sonuç olarak, Allah gönlünüze göre versin diyorum 😊
Bunu akıl edemiyorlar mı yoksa etmek mi istemiyorlar bilmiyorum. Çünkü evlendikten sonra borçlar için ödenecek para erkeğin cebinden çıkmış olmayacak. O ailenin cebinden çıkacak. Sadece birazcık anlaşılsa şu durum pek çok sorun çözülecek aslında. Sonuç olarak, Allah herkesin gönlüne göre versin inşallah, teşekkür ediyorum. 😊
insanlar bilinçli olarak evlilikten soğutuluyor. Onedio dahil ulusal medyada İsmail hocamın söylediği nedenlerden ötürü evliliğe küfreden evlenmeyeceğim diyen bir kitle oluşturuldu. Toplum olarak malesef önlem almazsak gün geçtikçe artarak devam edecek. İsmail kalemine sağlık. Bu tarz yazıların artması ve gereksiz saçma sapan masraflara karşı toplumda farkındalık oluşması gerekiyor.
süpersin kardeşim aynı şeyleri bende defalarca sorgulamıştım güzel bir yazı olmuş, beğenerek takip ediyorum seni devam :))) bu arada yazıyı okuyan senin kafandaki bayanlardan belki bir evlilik teklifi alabilirsin haberin olsun ;)
Evlenmekle bittiğini kim söyledi ki bir kez oluyor şunu da yapalım muhabbetleri! Hiç bitmiyor bitmeyecek desinler diye yaşayanların ülkesi Türkiye’de.
Konya da düğün kültürü maalesef böyle gelişmiş fakat ÖMRÜNDE BİR DEFA olayını kadınların bu kadar benimsemesi yine kız çocuklarının bebeklikten eriskinlige kadar olan süreçte ana erkil yine annesinin de çocukluğundan çocuk yetiştirme safhasina kadar olan kısımda bireysel ilgi alanları olusturamadiklari gibi etrafı çevrili yani 4 duvar icinde günlerden günlere (Altın günü tarzı ) gıybet etmeye giden , çocuklarını yarış atı gibi yaristiran büyük bir kısmının cahil olduğunu düşündüğüm bir kadın profili var . Iste bu kadın değer görmediğini hissettiği anda o düğün 100 de olsa 150 de olsa yapılacak durtusu ortaya çıkıyor. Yani ömründe bir defa MUTLU oluyor bir defa DEGERLI hissediyor ve hatta ömründe bir defa DEŞARJ oluyor . Maalesef evlilik sancıları toplumu ve bireyleri de kötü etkiliyor . Umarım düzelir .
Hep bunlar ailelerin yetiştirme tarzından kaynaklanıyor. ”Dul muyum ben” düşüncesiyle evlilik zamanı sınırsız istek ve harcama talep ediliyor.
Daha bunun başlangıcı bir de boşanma ve nafaka var ki…. Aman aman
Kesinlikle katılıyorum. Yukarıda YalnızBirAdam’ın da bahsettiği gibi bireylerin küçüklükten itibaren yetiştirilme tarzı evliliğe dahi sirayet edebiliyor. Bizim toplumumuzda en başta zihniyet değişmesi gerekiyor. Bu zihniyeti değiştiremedikten sonra bugün evlilik problemi çözülse bile iki gün sonra aynı bunun gibi saçma sapan başka bir problem çıkacaktır.
Hocam dediklerinize katılmak isterdim canı gönülden lakin ki, her pazar eşe dosta pilav var mı diye durum yoklaması yapıp yoldan gecerken pilav var heralda deyip tanimadigin bi dugune misafir edasıyla piskin piskin dalıp bi de güzelim pilava 10 tabak yedikden sonra “Pilavda yağlı olmuş , hevlanın da fistigi azdı” demek ve ustüne böyle bi yazı paylasmak ne kadar doğru sormak isterim sizlere saygılarimla …
Bir Konyalı olarak elbette ki pek çok kez pilava gittim. (Konyalı olmayan arkadaşlar için amme hizmeti; Konya pilavı) Ama bu benim yine de insanların karnını doyurmak için borca girmenin gereksiz olduğu düşüncemi değiştirmiyor. Pilav döken kişi varlıklı bir insandır, şu kadar kişi gelirse ne kadar masraf olur diye düşünmeden çıkarıp masaya koymuştur paraları, o zaman belki kabul edilebilir bir durum olabilir. Burada olayı pilav özeline indirgemeden ele almak daha sağlıklı olacaktır. Bu arada hiç 10 tabak pilav yemedim, eşe dosta pilav var mı diye durum yoklaması da yapmadım, tanımadığım birinin düğününe de gitmedim. :)
Muğla, Antalya ve Fethiye bölgesindeyim. Bizim yörük ve yayla kültüründe ki düğün yemeklerinin benzeri Konya’da pilav üstü kavurma sanırım :) tabi ki orkestra, salon, kuaför, dış çekim, iç çekim, organizasyon, pasta, çicek, süsleme vs şatafatları ve gereksiz masrafları düşününce Türklerin Orta Asya geleneklerinden olan yemek verme çok da fazla göze batmıyor.
Düğün olayı bir çiftin hayatları boyunca başlarından geçecek en zorlu süreçlerden birisi. İki farklı yaşamın tek bir vücut olma mücadelesi. Bu süreçte çok insan gördüm tek vücut olamayan.
Hemşehrim, bahsettiğin kafayı yaşayan çok kız var. Tabi bu durum da bazı erkeklerde ön yargı oluşturduğu için olduğundan daha katı sürece girenler de var. Tam bir bataklık. Kim içindeyse batıyor… Allah, anlayışlı ve saygılı insanlarla karşılaştırsın. Zor süreçler…
Zaman ilerledikçe bu sürece daha da katı bir yaklaşım sergilenildiği konusunda hem fikiriz hocam. Dediğin gibi tam bir bataklık, o bataklığa iki ayağımızı mı yoksa tek ayağımızı mı kaptıracağız yoksa bataklığa hiç batmayacak mıyız zaman gösterecek. Allah hayırlısını nasip etsin.
Merhaba İsmail.
23 Ağustos 2015 yılında tam 30 yaşımda güzel bir düğün ile evlendim.
Evlenmeden önce eşim ile aramızda otobüs ile 2 saatlik bir yol vardı. O başka şehirde ben başka şehirdeydim. Şunu da söyleyeyim eşim ile söz, nişan ve düğün yaptığımda işsizlik maaşı alıyordum yani işsizdim.
Haftada bazen iki haftada nadiren üç haftada bir buluşmaya yanına gidiyordum. Yaptığım masrafı düşünebiliyor musun?
Kendime ait bir evim var ama içerisini komple yeniden düzenlettim. Boya parke mutfak banyo tuvalet tamamen yenilendi. Beyaz eşya ve mobilyalar. Fotoğraf çekimleri düğün salonu tatil vs bütün bunlar bolca paraya mâl oldu. Nihayetinde yaklaşık 4 senedir borç ödüyorum. Bu yılın sonunda bitecek inşallah.
Evlilik güzel bir olay lakin eşin olacak kişinin sade bir hayat sevmesi ilk tercihin olsun. Aksi halde benim gibi 4-5 sene birç ödemek için uğraşabilirsin.
Hayırlı nasiplerin olsun. Selamlar..
Bir de kadınların gereksiz hayatları boyunca kullanmayacağı eşyaları eve doldurmak. Paranın bu ülkede zor bulunduğu zamanda evlenmek dahada zorlaşıyor
Yaziklarinin tamamina katiliyorum. Ayni saskinlik bende de oluyordu, kafam almiyordu. Cok kisa sureli seylere anlamsiz derecede yuksek paralar dokmek yerine, daha tutumlu davranip ileriye yatirim yapmak daha onemli bence. (borca girmemek de bir yatirim.)
Neyse ki benim esim de benimle ayni gorusteydi. Sadece bir dugun ile evledik. Sevdiklerimiz yanimizdaydi ve oldukca da guzeldi. Bence insan sevdigiyle bir oldugunda geresi tererruat.
bundan 5 yıl önce evlendim ve seninle birebir aynı şeyleri düşünüyordum ne zaman ki bu düşüncelerimi aileme anlattım. İşte kaos o zaman başladı. Bende ben bu masrafların hiçbirine beş kuruş vermem. Eğer istiyorsanız. Siz yapın o zaman dedim. Şimdi sıkı durun yaptılar 😂 borçsuz harçsız bir evliliğim oldu. Fakat çevremde yıllardır üç saatlik gelinliğin borcunu ödeyenler hala var.
Ben de babama birkaç kez ayak üstü bahsettim bu durumu. Bir keresinde kendi paranı biriktir evlen cevabını alınca tüm hayallerim suya düştü. :) Sürekli evlen evlen diye tutturan annem aslında, bir de ona rest çekeyim evlenmeyeceğim, çok istiyorsanız siz yapın düğünü diye.
Bence bi şansını dene. Bende işe yaradı çünkü :) Tecrübeyle sabit.
İçimde biriken şeyleri öyle güzel anlatmışsın ki ne eksik ne fazla. Şu an nişanlıyım ama bu dediğin şeylerin baskısını şimdiden psikolojik olarak derinden yaşıyorum.
Bir ben değilim bunu biliyorum. Ama dediğin gibi hayatımıza giren o saçmasalak instagram hikayeleri, aşk meşk dizileri ne yazık ki kendimize eş olarak seçeceğimiz insanları bu kafaya soktu. Hepsi bir kez evleniyorum nasılsa kafasında.
Günümüzde yapılan düğünler tamamen masraf ve damadı borç altına sokmak için yapılan etkinlikler haline geldiler. Ülkede zaten yeterince işsizlik ve ekonomik kriz var. Birde bunun üzerine insanlara bunca masraf ve yük bindirilmesi akıl işi değil
Evlilikte bu yaklaşımı gerçekten ben anlamıyorum evlenirken bir sürü borca giriliyor sebep elalem iyi düğün yaptı desin diye. Evlendikten sonra borçlar geliyor kavga gürültü bence çok saçma
gerçekten doğru insanı bulduğunda, yani en yakın arkadaşın aynı zamanda eşin olduğunda hayatla ilgili her şeye inancın artıyor. tabi ki tersi hayatı zindan edebilir, tam da bu yüzden eş diyebileceğin kişi rastgele değil, uzun süreli ilişkiden ortaya çıkar.
Böylesine güzel ve hayırlı bir işi bu derece zor hale nasıl getirmeyi başarmışız merak ediyorum. Şimdilerde evlendikten sonra anlaşabilir miyim korkusundan çok, evlenirken para yetişecek mi korkusu mevcut. Güzel bir konuya deginmissiniz. En azından bu yazıyı okuyan çiftler birbirlerine ve ailelerine fazla yüklenmesinler…
Düğüne yakın akrabalar tarafından yüklenen anlamlar, düğünü o çiftlere ait olmaktan çıkarıyor. Bir noktadan sonra istemediğimiz şeyleri annem istiyor, babam istiyor diyerek yapmak zorunda kalıyoruz. Kına olayı çok gereksiz sevmem bile ama anneler istiyor diye yapmak zorunda kaldık.
İlla en pahalısı en iyisi değildir.
Sırf arkadaşlar “şu kadar TL harcadılar” ben istediğim için demek uğruna yapılan şeyler bunlar.