Ne Bu Hal Oğlum, Hippilere Dönmüşsün
Baksan adı kişisel blog. Böyle giderse kişiselliğe dair bir şey kalmayacak. Hemen bir dur demeliyim bu duruma. Hatta şu an durdurdum sanırım. Tam emin olmamakla birlikte durduğumun kanaatine varıyorum. Başlığın bu olmasının sebebi en sonda bu arada. :)
Ayağımda terlik, kulağımda kulaklık, gözlerimde yaş (az önce esnedim de o yüzden :D ) bir sağa bakıyorum ne yazsam diye bir sola. İçimdeki sıkıntının dışa vurumu baya bir şiddetli oluyor kendi açımdan. Ulan iki cümle yazıp tekrar siliyorum ya o da ayrı bir mallığım. Sildiğim cümleleri birleştirsem herhalde onlarca yazı olurdu.
Bu günlerde hayat hiç de dışarıdan göründüğü gibi güzel gitmiyor. Üniversite telaşesi haliyle ileriyi düşünmene yol açıyor. Bu seferde ulan ya bir baltaya sap olamazsak düşüncesi yerleşiyor beynimin bir köşesine. İşte bu sefer de işin içinden çıkamıyor. Sözde edebiyat okuyacağım da nerdeee… 1,5 aydır edebiyatla alakam dahi yok. Ne ders kitapları ne normal kitaplar. Önceden öykü-şiir falan yazabiliyordum şimdi bırak öykü-şiiri adam akıllı bir yazı bile yazamaz oldum. Kendime de sormuyor değilim edebiyat okuma düşüncesi bir heves miydi? Hani her insanın bir yaratılış gayesi vardır. İnsanın kaderinde yaşamında neler yapacağı yazar. Ben yaşamımda edebiyata yer olduğuna inanmıyorum. Beni bilgisayara çeken çok farklı bir duygu var. Ben yaşamımı şu lanet olası icatla geçireceğim. Buna inanıyorum. Zaten teknik liseden bilişim mezunuyum. Veri tabanı programlama bitirdim. Yazılımla uğraşmak, weble uğraşmak büyük bir haz veriyor bana. O kodların arasında boğulmak, işin içinden çıkamamak… Edebiyatta bu hazzı alamadım hiçbir zaman. Evet şiirler yazdım, öyküler yazdım, beğenilenler oldu, beğenilmeyenler oldu, birçok yazarla tanıştım (Sunay Akın, Kahraman Tazeoğlu, Sinan Yağmur birkaçı), kimiyle yemek yeme fırsatı dahi buldum, bu alanda çok güzel bir çevre yaptım… Ama hepsi bir yere kadar mutlu kılıyor beni. En basitinden şu an ne ünlü yazarlara imzalattırdığım kitaplar, ne seslendirilen şiirlerim şu an bu yazıyı yazarken bile duyduğum hazzı duymamı sağlamıyor. Kesinlikle pişman değilim tabi edebiyat ile ilgili yaşamımdakilerden. Tecrübe kazanmamı sağladı bütün olaylar tek tek. Velhasılıkelam ben edebiyattan değil de bilgisayar işlerinden ekmeğimi kazanacağıma inanıyorum.
O kadar dedik bilgisayardan ekmeğimi kazanacağıma inanıyorum diye de al bu senin ekmeğin demez kimse. Şimdi birde bunun okulunu okumak gerekli. 4 yıllık yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, yanlış hatırlamıyorsam birde bilişim sistemleri mühendisliği vardı. 2 yıllık da direk geçiş yapabileceğim bilgisayar programlama var. Bu sene zaten saydığım 4 yıllık bölümlerin hiç birine giremem çünkü bu sene hiç sayısal çalışmadım. Edebiyat okuyacağım diye sözel çalışmaya başlamıştım. Ne oldu, bir senemi göz göre göre yaktım. Keşke geçen sene 2 yıllık bölüme gitseydim veya bu sene sözel yerine sayısaldan girseydim. İşte bu konuda çok pişmanım. Ne yapacağım ne edeceğim düşündükçe çıldırasım geliyor. Şimdi bu düşündüklerimi babama söylesem, yok söylemesem daha iyi. :)
Ah şu yaz mevsimi bir geleydi, hani kaba bir tarif vardır ya ak göt kara göt belli olacak. Olacak olmasına da ben ne olacağım bakalım. Zaten kışı da sevmiyorum. Konya’nın soğuğu da hiç çekilmiyor. Arkadaşlarımın çoğu şehir dışında, okumaya gittiler zaten. Birkaç arkadaş kaldık burada. Uzatacağım dediğim saçımı da kestirdim bu arada. Sakallar da arada kaynadı haliyle. Aslında kestirmezdim de hem bakım gerekiyor hem de geçen akşam babamın oğlum ne bu hal Hippilere dönmüşsün (sadece görünüş olarak) diye dalga geçmesi kestirmeme neden oldu. Aslında Hippiler kimlerdir onu da bilmiyordum da araştırınca kim olduklarını öğrendim. Hippi komün hayatını savunan özgürlükçü bir hareketmiş. Hippiler de haliyle Hippi akımının elemanları oluyor. :) Uyuşturucu müptelaları diye adlandırılırlarmış ayrıca. Buradan veya buradan Hippi ve Hippilerle ilgili açıklamaları okuyabilirsiniz.
Son olarak Hippilerden birkaç elemanın fotoğraflarını koyarak yazımı sonlandırmak istiyorum. İnşallah herkes için hayırlısı neyse o olsun.
Kardeşim, benzer durumları ben de yaşadım ve hem edebiyatla hem gazetecilikle, hem sinemayla hem enstrümantal müzikle hem de weble ilgileniyorum. DÜşün ki hepsini birden yapabiliyorum. Sen de bir öncelik belirle ve diğerlerini de mümkün olduğunca hayatına renk katması için kullan. Bu arada şu Sunay Akın ile görüşme hikayesinden biraz bahsedebilir misin? Ben de görüşmek istiyorum ve şiir alanında idolüm o :) Bu arada her kim hippiler için uyuşturucu müptelası diye genelleme yapmışsa halt etmiş. Bizim de geleceğimiz onlara benzer :D
Bir an önce o önceliği belirlemeliyim abi. :) Yoksa gidişat kötü.
Sunay Akın Konya’ya gelmişti söyleşi için. Söyleşide bir insanın hayallerinden bahsetti. Çok güzel, çok farklı şeyler anlattı. Linki bulamadım şimdi. Bulsam kesinlikle tavsiye ederdim izlemeni. Daha sonra ufak bir imza töreni gibi bir şey oldu. Sunay Akın söyleşide hayallerden bahsedince bende kağıttan bir gemi yaparak yanına gittim. Hayalimdeki geminin kaptanına imzalar mısınız bu kağıt gemiyi gibi bir şey söyledim. Şu an tam hatırlamıyorum. O şekilde tanımıştım Sunay Akın’ı.
Madem bir yola girdin; edebiyattan vazgeçme ama aynı zamanda webe de zaman ayır. Bir ara bir karar vermiştin daha az zaman ayıracağım ÖSS’ye kadar diye ama sanırım kararında duramadın?
Vay be Sunay Akın, İbrahim Tenekeci, Akgün Akova gibi isimlerle bir tanışıp röportaj yapmak isterdim ama bakalım kısmet :)
Her şey karman çorman bir hal aldı vallahi. :) İbrahim Tenekeci ile tanışmayı bende çok istiyorum.
Her şey düzelir İsmail ;) Allah kuluna kaldıramayacağı yük vermezmiş ;) Ben Sunay Akın’a ulaşacağım en azından bir çay ısmarlayacağım. Bu arada İbrahim Tenekeci ile mesajlaşıyorum netten ben.
Bizim ekipten arkadaşlar da netten konuşuyorlardı yanlış hatırlamıyorsam abi. :)
Sizin ekip derken ?
Arkadaşlarımdan birkaçı. :)
harbiden bunun hali nedir böyle yolda görsem korkardım herhalde
Senin düşündüğün ve kafanı meşgul eden birçok şeyi diğer insanlarda yaşıyor. Bu bir süreç, bizler de bunları yaşadık.İnsanlar ancak sevdikleri işi yaparsa başarılı ve mutlu olabilir buna inanıyorum.Çok acı gerçekler de yok değil. Ne yazık ki ülkemizde kendi işini yapabilme şansına sahip çok az kişi var.
Hangi bölümü okursan oku, ne iş yaparsan yap bilgisayar önünde olacak. Ama sadece bilgisayara yoğunlaşarak para kazanamazın. Çünkü artık piyasada şirketleşme oranı çok fazla ve gerçekten çıta her geçen yükseliyor.
Herkes dışarda gezip dolaşırken ders çalışmak zor oluyor biliyorum fakat bu sıkıntıyı yaşamazsan ilerde çok pişman olursun.
adamın tipi kaymış :)