Ne Kadar Sıkıcı Olmaya Başladı!
Vay bee… 14 gün önce kendime dair bir yazı yazmışım en son. O da Antalya’dan birkaç kare. Neler oluyor bana böyle, kendime anlam veremiyorum. Hayat bu kadar sıkıcı gelmemeli insana yahu. Hiç boşuna çık dışarı gez dolaş demeyin. Her gün yapıyorum onu. Koskoca Konya’da dolacaşk bir yer yok. İki arkadaş nereye gidebilirsiniz mesela hemen söyleyim. Kültür Park’ta oturup nargile içebilirsiniz, Meram’a çıkıp çay bahçesinde muhabbet edebilirsiniz. Eğer ben mağazalarda boğulmak istiyorum derseniz Kule Site’ye gidip sap sap dolaşırsınız. Başka hiçbir şey yapamazsınız koskoca Konya’da.
Belki de sıkılmamın tek sebebi Konya’da olmamdır. Antalya’da iken hiç böyle değildim. Hem arkadaşlarla hoş vakit geçiriyorduk hem gezecek bir ton yer buluyorduk.
Sıktı bu şehir beni arkadaş. Öyle böyle değil hemde. Bir an önce defolup gitmek istiyorum. Şu üniversite sınavında güzel bir sonuç tutturursam eğer hemen gidecem. Haa şunu da biliyorum gittiğim zaman kesin özleyeceğim memleketimi. Eminim buna da. Ama derler ya yaşamadan bilinmez diye. En azından özleyip memleketimin kıymetini bilirim. Ama şu an için. Yok yok kesinlikle olmaz böyle.
Birde evde internet olmayınca yapacak bir şey de bulamıyorum. Ders çalışmam için iyi bir fırsat bu ama ne kadar zorlasam da kendimi bir türlü dikiş tutturamadım. Ama çalışacağım, azimliyim. :) Artık bilgisayar başında tek amacım Solitaire’da kendi rekorumu kırmak. Arada sırada da Spider Solitaire’da da rekor kırıyorum tabi. :) Şunu anladım Solitaire oynarken Ahmet Kaya dinlenmeliymiş. Ne alaka demeyin deneyin. Özellikle Bahtiyar, Ayrışığın Hediyesi, Dardayım ve Nereden Bileceksiniz. Baştan uyarayım 2 sigara içiyorsanız 4 sigara içersiniz. :)
Sınav bir an önce geçip gitsede eve interneti tekrar bağlatsam. En azından bloga sıklıkla yazarak can sıkıntısını bir nebze olsun hafifletiyorum.
İşte böyle ya. Bu kadar yani. Sağlıcakla kalın…
Gerçekten sıkıcı olmaya başladı, son zamanlarda web benim için sadece ‘basit kullanıcı’ diye tabir ettiğimiz insanların yaptığı gibi sosyal ağlarda takılmak, müzik dinlemek ve video izlemek için bir araç oldu.
Reelde yaşadığım değişiklikler heyecan katar diye düşünsemde boş :)
Gel bana doğru İsmail ;) Kısa film izlemeye ne dersin? Ya da aç klasik müzik dinle eminim ilk etapta sıkılsan da sonradan hafifleyeceksin.
İlk sana gelecem abi. Aklımdasın. :) Klasik müzik konusunda ise dediğini deneyeceğim. :)
Sınıfta kalma korkusu yüzünden hiçbir şeyden zevk almaz oldum. Ne zaman gülsem, eğlensem notlarım aklıma geliyor ve moralim bozuluyor. Ankara’da gezecek eğlenecek yerler var ama şu okul stresi insanda keyif bırakmıyor. Sırf bu yüzden uyuyamaz oldum artık Allah büyük bir çaresini bulup geçmeye çalığacağım…
e bir İstanbul iyi gelir belki…bi denesen diyorum ;)
Sınavdan önce Konya’dan dışarı çıkamam Fatoş. :)
Yaşım küçük ve bunları söylemem sana yapmacık gelebilir ama gene de söyleyeceğim. Zaman çok hızlı geçiyor. Geçmiyor mu diyorsun? Durdurmaya çalış! Durmuyor işte! O zaman kıymetini bil. Zaman bu bakımdan içinde su bulunan kırık bir bardak gibi, sen içsen de içmesen de akıyor. O yüzden doya doya içmeye bak. Nerede olduğun ya da ne yaptığın önemli değil, sadece mutlu olamaya çalış
Yaş kavramına gelince, kaç gündür bunu düşünüyorum içimde kalmasın. Kaç gündür düşünüyordum. Bence bir saatin yarısı olmaz. Zaman görecelidir. Kişiden kişiye değişir. Ben bunları yazarken zamanın geçtiğini bile anlamıyorum ama dünyanın diğer taraflarında can çekişen insanlar var ve onlar zamanın her saniyesini yavaşça yaşıyor. Eğer zaman kişiden kişiye değişmeseydi, bir saniye de bana kısa o insana uzun gelmezdi. O yüzden bazen on beş yaşında biri ile altmış yaşında biri aynı ömrü yaşamış olabilir.
Ne güzel konuştun.
cidden ya :)