Öyle Sevdim

Puslu gecenin en koyu karasında,
Tek adım atmaya cesaretim yokken sevdim ben seni…
Bakmalara doyamadığım kör bir resim,
Dudaklarıma yapışan sağır bir şarkının nakaratı gibi…
Sabah ezanıyla eş vakitli üstüme örtülen sıcacık uykuyu;
Uyur gibi…
Topraktan yağmuru esirgercesine, tek damlanı şehir vermeden sevdim…
Ben seni bin bir çiçekten bal çalıp, zehir yüklü orman gülü mor sümbüle müptela olan arılarca,
Papatya falında son yaprağa bağladığım umutlarca sevdim…
Kara kışta sobalı oda, misafir çocuklarına vermek istemediğim en sağlam oyuncağım,
Öğrenci evinde yaprak sarması gibi sevdim…
İki bayram arası sevdim ben seni;
Sen başkalarının acılarına ‘şeker’ oldun, ben sana ‘kurban’…

Ben; gökkubbeye tutunamayan yıldızlardan hayır bekleyen ahmak,
Sen; benim tüm batıl inançlarım…
Sen; her ilk bahar binbir meyve veren toprak,
Ben; cılız bitki örtüsü…
Sen; tatlı-tuzlu suyu karıştırmayan mucize okyanus,
Ben; kurumaya yüz tutmuş nehir…
Ben; pasaklı sokak çocuğu,
Sen; annenin ‘ilk göz ağrısı’
Ben; bir çiftçi gönül tarlasında,
Sen; hasatını gözlediğim bahçeme ‘beklenmeyen vurgun’…

Ben senin bastığın yere toprak,
Gittiğin uzağa yol,
Döndüğünde açık kapı…

Sen; hiç gelmeyenim.

Ben seni, öyle sevdim…

Betül Aslaner

Bana kahve ısmarlamak ister misin?

Bunları da okuyabilirsin
Yazı hakkındaki yorumun nedir?