Şeker, Spor, Borsa
2019 yılının Temmuz ayından beri sigara içmiyorum. Yaklaşık bir 10 yıllık sigara serüvenimden ve bu 10 yıl içerisinde birkaç kez başarılı olamadığım sigara bırakma girişimimden sonra sigarayı sonunda bırakabildim. Hala içmek istiyorum, hala izlediğim filmlerde sigara içen birini görünce “ne güzel sigara içiyor be” diye iç geçiriyorum. Ama sigara içme dürtüsünü kontrol edebildiğim için problem olmuyor. Kim bilir belki de leş gibi kokan bir şey olmasaydı hala içmeye devam edebilirdim.
Sigara benim için yerini dolduramayacağım bir bağımlılık, bir zevkti. En azından ben sigarayı böyle tanımlıyordum. (Kamu spotu: Sigara sağlığa zararlıdır.) Sigaradan daha bağımlı olabileceğim bir madde olacağını kesinlikle düşünemezdim. Varmış, şeker. Her öğünümde, yediğim çikolatada, içtiğim sütte, çayın yanında açlığımı bastıran bisküvide, makarnanın üzerine sıktığım ketçapta, eve gelir gelmez ağzıma attığım akide şekerinde… Sigara bağımlılığım şeker bağımlılığımın yanında hiçbir şeymiş. Ben bunu göbeğimin 104 cm olduğunu görünce anladım tabii ki.
Evlendikten sonraki özgür yaşamın getirdiği rahatlık şeker bağımlılığını daha fazla tetikledi bende. Bekarken eve kola, cips, çeşit çeşit şekerler, tatlılar öyle sık sık girmezdi. Babam ve annem bu konuda bir frendi. Fakat kendi evime yerleştikten sonra göbek çapım da buna orantılı olarak büyümeye başladı. Her gün eve geldiğimde ağzıma akide şekeri atıp uyuyana kadar farklı farklı şekerler yiyordum. Sigara bağımlılığı halt etsin.
Bu devran tabii ki böyle devam etmezdi. Bir çare olarak şekeri hayatımdan çıkarıp spora başlarsam göbeği eritebilirim diye düşünerek tam da böyle yaptım. Şekeri bıraktım, spor salonuna yazıldım. İlk 2 haftada 3 kilo verdim ve göbeğimde de gözle görülür derecede bir küçülme vardı. Yaklaşık 2 ay şekeri ağzıma sürmedim, bu süreçte de spora devam ettim. Ta ki geçtiğimiz haftaya kadar. Saat 6’da işten çıkıp oradan salona gidip 9’da eve girmek ve bunu haftanın üç günü yapmak oldukça yorucu oluyordu benim için. Kabul etmeliyim ki bu geçerli bir sebep olabilir ama benim için harika bir bahaneydi. Spor defterini bir süreliğine kapattım. Salona gitmeyi bıraksam da yediklerime yine dikkat etmeye çalışıyorum. Biraz biraz şeker tüketmeye başladım. Daha önceden hayvan gibi tükettiğim şekeri şimdi insan gibi tüketiyorum. Her gün tartıya çıkıp kilomun kendiliğinden düşmesini bekliyorum, tabii ki olmuyor. Ama havalar biraz ısınsın en azından parkta koşarım diye düşünüyorum. (en azından)
Son zamanlarda yolda yürüyen 10 kişiden 8’inin BTC’si olduğunu düşünürsek neden ben de bu işe adım atmıyorum ki diyerek kripto para borsasına adım attım. Bu işe kalkışan biri elbette ki para kazanmak için para yatırıyor. Ben de her para yatıranın para kazanacağını sandığımdan olsa gerek bir miktar para yatırıp mevcut paramı 2x yaparım diye düşündüm ki paramın yarısı eridi. Paramın yarısı erimekle kalmadı zamanım da bunun başında eridi. Yükseldi mi, düştü mü, onu satıp bunu mu alsam, kısa vadede kâr getirir mi… Genellikle ekranın karşısında boş boş fikir yürütürken buluyorum kendimi.
Bu işe kalkışırken kripto paralar ile ilgili şu yükselir şu düşer gibi sözler söyleyen ve altına da yatırım tavsiyesi değildir yazan sözde fenomenlerin sözlerini dikkate alıyordum. Bu insanların sözlerinin dikkate alınmayacağını paramı kaybetmeden önce anlasam daha iyi olabilirdi ama olsun. Sağda solda kripto paralar ile ilgili fikir veren insanlar tamamen kendilerini düşünüyorlar. Amaçları sizin üzerinizden para kazanmak, zaten böyle olmasa neden boş yere fikir versinler ki.
Kripto para borsasına adım atacaksanız kaybettiğinizde sizi üzmeyecek bir miktarlar ile yatırım yapın. Grafik okumayı öğrenin. Altcoinlerin projelerinin gelecek vaat edip etmediğine dikkat edin. Ve en önemlisi duracağınız yeri bilin. Tabii ki bunlar yatırım tavsiyesi değildir.
Son zamanlarım bu üçlü arasında geçti. Önümüzdeki günlerde yeni projelere başlamak istiyorum fakat tembelliğim yüzünden henüz bir girişimim yok. Öncelikle aklımdaki fikirleri bir taslak haline getireceğim, umarım, üşenmezsem.
Kapak görseli Joanna Kosinska
Sporu bırakmış olman üzücü. Umarım bununla birlikte teslim olmazsın şekere de tam olarak. Sen şeker yiyen değil, sömüren bir insandın :D Aman diyim o eski günler geri gelmesin. Biraz bahanelerle gayretlenip az da olsa kendimi zinde hissedecek kadar spor yapmaya ihtiyacım var. Umarım iki ay da olsa çok geç olmadan başarabilirim. Zaman çok hızlı akıp geçiyor.
İpin ucunu saldığımda daha önceki gibi şeker tüketmeye tekrar başlarım kesinlikle. Fakat mümkün olduğunda iradeli davranmaya çalışıyorum.
Bitcoin ve türevleri çok volatil olduğu için bu tarz varlıklardan uzak durmayı tercih ediyorum.
Şekerden uzak durmak ise çok zor. Benim tatmin olduğum nokta, en azından çocukluğumdaki kadar kontrolsüz tüketmiyorum.
— Ölüm listesi —
1) Ekmeği kes (olmuyor)
2) Ketçap mayonezi kes (bazen)
3) Cips – bisküvi tarzı ürünleri daha az tüket (bazen)
4) Çaya şeker atma (completed)
— Ölüm listesi —
Ölüm listesinin hepsini tamamladım. Ama şekeri bırakmak gerçekten çok zormuş. Üzerine bir de spor yapınca vücuttaki faydası net bir şekilde görülüyor.
Başlık ilginç olunca bir bakayım dedim. 3 beyazı herkesin hayatında çıkarması lazım. Sporu da yapan biriyim. Ama borsa hep bana korkutucu gelmiştir.
İsmail evlilik sonrası her erkek yaşıyor bu sorunu. Evlilik sürecinde 1 ayda 10 kilo vermiştim damatlığın içine girebilmek için. Genel olarak zaten iri bir yapım var ancak sonrası bir felaket. Rahat ve kontrolün elimizde olduğu hayata geçmek bunun en büyük nedeni. Ancak zamanla insan dur demesini öğreniyor ve bi nebze normale dönüyor. Şeker ile oldum olası aram olmadı. Spor ciddi bir prensip ve süreklilik gerektiriyor ki zor kardeşim zor :). 3 yıldır bende kripto borsası takipçisiyim. 2020 yılı ortalarında da yatırım yapmaya başladım. Piyasa da fomocu vatandaşlarımız yatırım yapmadan önce eğitim almadığı sürece kaybetmek kaçınılmaz olacak. Şimdi ye kadar kaybım olmadı sebebi önce piyasa grafiklerini okumayı indikatör kullanımını ve olası düzeltme seviyeleri konusunda sürdürülebilir bir takip mekanizması oturtmaya borçluyum. Bir laf vardır stopsuz işlemin sonu likidasyondur. Risk alacaksın ama nerede dur demen gerektiğini bilmiyorsan zaten geçmiş olsun. Umarım spor ve borsa konusunda sürdürülebilir bi düzen kurarsın kendine sevgiler..
Günde 10 saat çalışan ve evli olan biri için spor yapmak bir lüks. En azından ben beceremedim. Beceren insanı da tebrik etmek gerek gerçekten.
Borsaya ilk adım attığımda sıfır bilgi ile yükselmeye başlayınca nasıl olsa daha da yükselir diyerek yatırım yapıp düşmeye başlayınca da daha çok düşecek diyerek çıkıyordum. Böyle böyle zaten bir miktar kaybım oldu. Sonra biraz araştırıp grafiklerin nasıl okunduğunu kavramaya başladım. Yatırım yaacağım coinlerin projelerinin sağlam olup olmadığına dikkat ettim ve yatırımlarımı buna göre orta ve uzun vadeli yapmaya başladım. Al sat yapmak yorucu oluyor.
Sadece şekeri tamamen keserek spordan daha fazla kilo vermiş arkadaşlarını göz önünde tutarak hırslandır abi kendini. Hantallıktan başka bişey değilmiş, 21 gün sabret gerçekten sonrası gelecek.
Twitterda takip ettiğim bi yazılımcının kardeşi kripto para işine 2000 TL ile girip 1M TL yapmış, böyle canlı örnekler gerçekten çok az fakat insanı iyi hırslandırıyor ya. Bilemiyorum Altan…
21 günden fazlasını sabrettim Tahsin. Bu süreçte içinde şeker bulunan hiçbir şeyi ağzıma sürmedim. Sonrasında eskisi kadar hayvanca olmasa da ufak ufak çikolata, bisküvi yiyorum.
2 bin lira ile girip 1 milyon yapmak biraz ütopik gelse de parasını 50-60 katlayanlar mevcut. Tabii ki bu örneğin yanına tüm parasını kaybedenlerin de olduğunu eklemek gerek.
Sigara bağımlılığından kurtulduğun için seni kutlarım İsmail. Ben de bir ara bıraktım ama dört ay sonra hıyarlık edip geri başladım. Üstelik o bir filmin sahnesinde görüp içme isteğinin uyanması durumu yok mu hayali bile dürtüyor insanı.
Pardon filmindeki soruşturma sahnesi mesela:
– Amirim o cigaradan bir tane de ben içebilir miyim?
– Hayır! İmzalamadan çişe bile gidemezsin.
– O zaman biraz ara verelim. Benim artık illa bi cigara içmem şarttt.
Yani o amirin sigara yakması, bana hep sigara yaktırmıştır.
Kripto para işi de son zamanlarda oldukça yaygınlaştı. Ancak ek gelir düşünenlerin genellikle hayal kırıklığı yaşadığına çok şahit oluyorum. Hatta geçen gün webmaster forumunda birisi “bir dakikada 10 bin kaybettim” gibi bir başlık açmıştı. İnsan görünce üzülüyor gerçekten.
İnce eleyip sık dokumak lazım diye düşünüyorum. Ya da daha iyisi hiç bulaşmamak.
Not: Umarım kaybın fazla değildir.
İlk sigarayı bıraktığımda True Detective dizisindeki Rust Cohle’un sigarayla münasebetini gördükten sonra tekrar başlamıştım. Rust Cohle’da güzel sigara içiyor ama şimdi. :)
Kripto para konusunda kaybımı çıkardım diyebilirim, hatta akıllandım. Kirpto paralar hakkında hiçbir bilgim yokken tabiri caizse kısa yoldan zengin olunabilecek bir şey olarak görüyordum fakat işin içine girince ve de üstüne kaybedince öyle olmadığı anlaşılıyor. Artık olması gerektiği gibi yatırım aracı olarak bakıyorum ve kaybedersem de üzmeyecek kadar yatırım yapıyorum.
Kişisel gelişim işlerinde belgeseller beni hayli motive eder. That Sugar Film belgeselini izleyince şekerin sıkı bir bağımlılık olduğunu, esaslı bir bağımlı olduğumu ve bir şeyler yapmam gerektiğine emin oldum. Şekeri bırakmaya karar verdim, ilk günlerdeki zorlu süreci meyve ile telafi edip tamamen bıraktım. Markete girdiğimde alacak hiç bir şey bulamıyordum. 40 gün boyunca şekersiz bir hayat sürdüm. Şekere tekrar başlamam film sahnesi gibiydi, eşim doğum salonunda acı çekerken ben koridorda volta atıyordum, süreç uzadıkça sinir stres irademi perişan ediyorlardı. Kantine gidip bi Caramio çikolata aldım ve şeker diyeti bitmiş oldu :( bu kırk günde kilo anlamında çok bi değişiklik yaşamasam da vücudumdaki rahatlamayı, hissiyatımdaki değişimi fark ediyordum.
Hayatımda en fazla kilo verdiğim dönem, Ahmetin yazısıyla motive olup kendime göre düzenlediğim if diyeti ile oldu. spor yapmadığım halde if ile ölçüyü kaçırmadan şekeride yedim istediğim yemeğide.
https://medium.com/dili-turkce-in-turkish/bir-dönüşüm-hikayesi-fazla-kilolar-fitness-ve-if-28ffea971540
Kaleminize sağlık. Merak ettiğim bir konu biraz da olsa aydınlandı. Tamam bitcoin’den uzak duracağız. Ama yine de kafamız karışıyor. Yani Alan Musk’ı mı dinleyeceğiz yoksa Bill Gates’i mi. Ben her zaman yazılımcıları dinlemekten yanayım. Sizin düşünceleriniz de benim için çok değerlidir. Teşekkürler!
Sigarayı bırakmanız çok çok iyi bir adım. Bence düşünmeyin bile. Kripto para ülkemizdeki girişimcileri tercih etmemiz gerektiğini bir kez daha gösterdi. Özellikle thodex girişiminden mağdur olan binler var. Herkesin aklındaki durum şu 100 liram 500 lira olsun 1000 lira olsun yok öyle bir şey. Kısa vadede zengin olma hayali var insanlarımızda tabi ki buda ağır sonuçlara neden olabiliyor.
İki konuda bilgi vereyim :
105 kg’dan 77 kg’lara inen ve bunu da hiçbir diyetisyen yardımıyla yapmayan bir adam olarak hayatından çıkaracağın üç şeyi söylüyorum. Şeker, Asitlik içecek ve Ekmek türevleri. Bunlar sana %100 iyi gelecek. Bunları yaparken yanına da spor eklersen çatlakların olmaz, zımba gibi adam olmaya devam edersin :)
Bir banka yöneticisi olarak da şunları ekleyebilirim. Özellikle faiz oranlarının %7-8 civarlarına düştüğü (geçen yıl) dönemlerde alternatif gelir olarak insanlarımız yatırım bankacılığına çöktü. O ana kadar 1 milyon hisse alım satımı yapan insan sayısı geçtiğimiz yıl sonu 2.1 milyona geldi. Yine sadece ülkemizde 3 milyon üzerinde bitcoin alan/satan kişi var. Buradaki tek tavsiyem bilmediğiniz işlerden uzak durmanız olabilir :)
Güzel ve samimi bir. yazı olmuş Usluer. Bir şeyler yazmadan geçemedim.
Şeker kullanmadığım ve hamur işi tüketmediğim zamanlar kendimi çok zinde hissediyordum. Son bir ay ipin ucunu kaçırdım ne yazık ki. Spor konusu zaten kapandı. Bir ayda 6-7 kilo vermiştim fakat irademi koruyamadım. Verdiğim kiloları almasam da diyet yaptığım zamandaki zindelik tamamen yok oldu. Kendimi şişmiş bir balon gibi hissediyorum. Şimdilik kendime Ramazan’ı bahane ettim, Ramazan’dan sonra tekrar şeker ve hamur işleri ile arama katı bir mesafa koyacağım.
İnsanımızdaki geçim sıkıntısı ve para kazanma telaşının üzerine bir de sözde kolay yoldan para kazanma düşüncesi eklenince kripto paralara olan ilginin neden bu kadar fazla olduğu anlaşılabiliyor aslında. Fakat genele bakıldığında iki kişi kazanıyorken on kişi kaybediyor. Bunun da sebebi sizin de belirttiğiniz gibi insanların hiçbir bilgisi olmaması. Aslında üç ay önce kripto paralara yatırım yapmaya başlarken benim de hiçbir bilgim yoktu. Sokaktaki bir vatandaş gibi yatırayım kazanayım düşüncesindeydim. Fakat işlerin böyle olmadığını, hiçbir şey bilmeden yatırım yapmanın kumardan farksız olduğunu anladıktan sonra kripto paralar ve borsa üzerine çok fazla araştırma yaptım ve yatırımlarımı bilinçli bir şekilde yapmaya başladım.
Kripto para borsaları ile ilgili olan kısım hemen her yeni yatırımcının başına gelenle aynı. Aktif takip yapamayacaklara tavsiyem projesine güvendikleri coinlerden bir miktar alıp unutmaları. Bir diğer önemli nokta ise güvenilir bir borsa seçimi. Bu teknoloji kaçınılmaz olarak geliyor, karşısında durmaktansa yanında duralım.
Al sat yapıp aksiyon aramayanlar için sağlam projeli coinlere yatırım yapmak en doğrusu. Emtia yatırımları yerine üzmeyecek şekilde kripto para yatırımı yapmak birkaç yıl içinde emtiadan daha fazla kazandırabilir.
Sigarayı bırakmanıza ve evlendiğinize sevindim, Allah mesut etsin. Hayat hikayenizi anlatmanız güzel olmuş, hayat yolunda başarılar dilerim.
Şeker-Spor-Borsa deyince aklıma Şeker fabrikasında boks kulübü var Ankara’da direkt şekerin.. Hocası felan da borsaya girmek istiyordu. Ne alaka bilmiyorum ama paylaşmak istedim ahah :) Güzel yazı hocam
Değerli makaleniz için çok teşekkür bende bir kaç sene önce şekeri tamamen hayatımdan çıkarıp spor yapmaya odaklanmıştım artık obez değil de aktif birisiyim :)
Selamlar. Demek sigarayı sonunda bıraktın. Zamanında dilimde tüy bitmişti ama laf dinletememiştim Kürşad ile sana.bu habere sevindim, umarım tekrar başlamazsın.
Sigara yaşamımızda farkında olmadan çok büyük bağımlılıklar yaratıyor maalesef. Toplumda biraz da normalleştirilmesinin bunda önemli bir etken olduğunu düşünüyorum. Yardımsız bırakmak da güç ve cesaret gerektiren bir iş. Şeker zaten başlı başına tehlike unsuru insan vücudunda. Borsaya hiç girmiyorum, bağımlılığın ta kendisi ama sınırlarını bilenler için güzel deneyimlerin anahtarı olabiliyor.
Başlayınca hızla ve merakla okuduğum bir yazı daha oldu. Şeker bağımlılığı konusuna %100 katılıyorum. Felaket bir bağımlılığı var. Ayrıca neredeyse her şeyin içinde bulunuyor. Bunu frenlemek çok zor bir davranış! Aynı durumdan yakınıyorum. Hareketsizlik ise iyice miskinlik yapıyor. Eski sporcu olmama rağmen hareket edemiyorum. Her şeyin farkındayız ancak adım atamıyoruz. Yeniden başlamak gerek bir yerlerden…
“Sigara benim için yerini dolduramayacağım bir bağımlılık, bir zevkti”
Bırakmada en büyük engelde bu değilmi..