Terapi Seansları #1
Yıllar yıllar sonra kimsenin okumasını istemediğim bir yazıdan merhaba. Neden yazdığım konusunda ufacık bir fikrim olmadan sadece iç boşaltmak istiyorum. 10 yıldır bu blogda yazıyorum, daha önceleri de anonim olmamanın sıkıntısını çekmiştim ama bu başka. Düşündüklerimi hür irademle yazmak istiyorum. Madem kimsenin okumasını istemiyorum, neden bir deftere yazmıyorum? Denemedim ama aynı tatmin duygusunu yaşayamayacağımı biliyorum. Ben içine kapanık bir insanım ve bununla iftihar ediyorum. Ama bir noktada bir şeyleri paylaşmak zaruri bir ihtiyaç haline geliyor. İzin verin bir nebze de olsa saçmalayarak bu ihtiyacımı karşılayayım.
İnsanların politik zehirlerinin arasında oksijen tüpümün bitmesine az kaldı. Özür dilerim yakınlarım, ben bir partizan olmayacağım. Biliyorum ki doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek Hakk’ın emri. Ve ben imanımı daha fazla zedelemek istemiyorum.
Bir kez daha denedim sigarayı bırakmayı. Kaçıncı kez deneyişim sayamadım. Sonuç yine hüsran. Garip bir duygu. Bu zehrin beni öldürdüğünü hissedebiliyorum. Kendimden özür dileyerek söylüyorum, ben bu zehri içerken zevk alıyorum. Affet Allah’ım.
Uzun bir süre işsizliğin ardından yaklaşık 3 aydır yeni işimde mutlu mesut çalışmaktayım. İlk zamanlarda işsiz olmanın verdiği zevki iliklerime kadar yaşamış olsam da bir zaman sonra durum hiç de iç açıcı olmuyor. Hedeflediğim hayatı yaşayabilmek için bir işe, daha doğrusu paraya ihtiyacım olduğu aşikar. Eve gelen kadınlarla kısır günü de yapamayacağıma göre… İtiraf ediyorum, bu işimi önceki işime göre daha çok sevdim.
Mantığımla duygularımın arasında sıkışıp kaldım. Hangi konuda bu ikilem arasında kaldığımı inanın anlatmayı çok isterdim ama tabii ki böyle bir şey yap(a)mayacağım. (Yazma İsmail, yazma. Tut oğlum kendini.) Mantığım bu durumun doğru olduğunu söylerken, duygum mantığıma karşı çıkıyor. Sonra duygum bu durumun doğru olduğunu söylerken, mantığım duyguma karşı çıkıyor. İçinden çıkılmayacak bir noktaya gelmeden bu konuya bir çözüm bulmam lazım. Ama çözümün nasıl olacağı konusunda zerre fikrim yok. Çözüme ulaşmak için ufacık bir adım atmam yeterli ama at atabilirsen hadi. İnşallah bu belirsizliğe bağımlı hale gelmem.
Allah kahretsin ki yazmak isteyip de yazamadığım pek çok şey mevcut daha. Ama söz verdim kendime, daha fazla yazmayacağım. Kim bilir, belki başka bir yazıda yine içimi boşaltabilirim, belki de birkaç saat içinde böyle bir yazı hiç olmamış bile olabilir. Ben kovboy şapkamı takıp sigara içmeye gidiyorum, siz ise hoşça kalın. (Hakkında hiç hoş şeyler düşünmüyorum Svidrigaylov.)
İsmail hocam güzel bir itiraf yazısı olmuş. Arada böyle yapmanızı tavsiye ederim. İçinizde kalmasın her şey. Baştan sona okudum. Silseniz bile beni tanık bıraktınız artık :)
İtiraf yazılarını seviyorum. Herkes itiraf ederken dürüst oluyor/olmak zorunda kalıyor. Bu da güzel bir durum. İtiraf yazılarınızın devamı gelsin… :)
Yazıyı yazdıktan sonra içim bir ferahladı hocam. Silerim diye düşündüğüm bir yazıydı açıkçası ama devamının geleceğini düşünüyorum.
Yeni işin hayırlı olsun kardeşim. Yaz içinde tutma. Yaz, söyle, haykır. Duygular 20 li yaşlarda eükili olur, sen mantığın ne diyorsa ona göre hareket et. Bırak artık şu sigarayı duygularına mantığını ezdirme ??
Teşekkür ederim komutanım. Sigarayı bırakabilseydim askerde sizin sayenizde bırakırdım fakat o da olmadı. :)
Yeni işin hayırlı olsun ismail kardeşim bende 1 aydır işsizdim yeni başladım hangi işe girdin?
Teşekkür ederim Ahmet. Konya’da yerel bir marketler zincirinin bilgi işlem departmanında çalışıyorum.
Yazının samimiyeti bizlere de yansıyor. Ne desem bilemiyorum hocam…
Sana senin kadar yakın değiliz.
Şarkıya kaptırdım gidiyorum. Hadi bakalım…
İş değiştirebildiğin ve mutlu eden bir işin olduğu için kutlarım. Ben değiştiremedim. Sıkma canını İsmail diyeceğim de, biliyorum ki o öyle olmuyor işte… Gereksiz bir yorum oldu bu ama, ne bileyim yazasım geldi işte. Anonim değilsin, ama yalnız da değilsin, bil istedim sanırım… :) görüşmek üzere.
Aslında benim için zorunlu bir iş değişikliğiydi Peren. Askere gitmeden önce önceki işimden ayrılıp askerden geldikten sonra 6 ay kadar işsizdim. Bir miktar sıkıntı yaşadığım zamanlardı. Sanırım yaratan sen cefa çektin biraz da sefa sür dedi. :)
Merhaba Ismail. Biraz geciktiğim için üzgünüm. Kusura bakma.
35 yaşımdayım. Hayatımın son 7 senesini saymazsak aşırı politik bir geçmişim var. Partizanlık terimi dahi beni tarif edemez.
Son 7 yıldır ise sadece seçim zamanı gidip oy kullanıyorum. Çok mecbur kalmadıkça siyasi tartışmalara girmiyorum. Bunu neden anlatıyorum belirteyim; son 7 (yedi) yıldır kafam çok sakin. Insanlara kendimi ifade etme mecburiyeti hissetmiyorum. Kimseye fikirlerimi kabul ettirmeye veya fikirleri kabullenme tartışmaları yaşamıyorum. Üstelik bunu etrafım siyasilerin cemberiyle çevriliyken yaptım. Ailemde ve dostlarımda siyasetçi bol..
Kendimi şiire ve romanlara adadım..
Sigara bir ara benim için de pahalı bir zevkti. 13 yaşımda sigaraya başladım. 24 yaşıma kadar Parliament harici sigara içmedim. 2 gün de bir paket bitiriyordum.
Şuan içki ve sigara ile aramda Ağrı dağı var. Sen de içme. İçiyorsan da Parliament iç :)
Ismail, Süleyman Çobanoğlu oku. Ismet Özel oku. Ibrahim Tenekeci oku. Siyaseti ve hayatı da şairlerden ve yazarlardan takip et..
Zira gazeteciler aptal insanlardır.*
*Çoğunluğu..
Şu yaşıma kadar siyasetin insanları germekten başka bir işe yaradığını pek görmedim hocam. Dostu dosta, kardeşi kardeşe düşürdüğünü çok gördüm ama. Kendi görüşümü kendim belirliyorum. Okuyorum, araştırıyorum, düşünüyorum ve sonunda bir karara varıp gidip oyumu kullanıyorum. Bunun ötesi bize hiçbir şey kazandırmıyor.
Kitap okuma konusuna gelince de aslında çok güzel bir alışkanlık edinmiştim kendime. Sırf kitap okumak için zamanımı ayarlıyordum. Fakat askerden geldikten sonra kitap okuma zamanlarına bir türlü riayet edemedim. Sanırım şu an okuduğum romanın bir türlü bitmemiş olması bunun en büyük sebebi. Çünkü sabırsızlıkla okumayı beklediğim birçok kitabım mevcut daha.
Sana bir şey deyim dostum;
Blog sahiplerinin %80 sen ben gibi İçe kapanık insanlar bu doğru.
Sana bir sır daha vereyim. Blogger olmanın en iyi yönü anonim olmakmış. Bir radikal karar aldım. 10 yıldır yazdığım blogumu tüm emeklerimi çöpe atarak anonim bir dünyaya geçtim. O kadar rahat yazıyorum ki kalemim o kadar özgür ki o kadar rahat içimi boşaltıyorum ki hatta AdSense hesabımı bilen kapattım.
Bir de öyle dene istersen ne kaybedeceksin ki
Blog yazarı olmanın en iyi yönü anonim olmak fikrine kesinlikle katılıyorum. Fakat ortada 10 yıllık bir emek var ve bunu da çöpe atabileceğimi pek sanmıyorum. O treni 10 yıl önce kaçırdım sanırım ben.