Ülkemizdeki Pop Müzik Kültürü
Selamun aleyküm arkadaşlar. Uzun zamandır yazmak istediğim fakat vakit bulamadığım veya yazmaya üşendiğim (kuvvetle muhtemel) bir konudan bahsetmek istiyorum sizlere. Fikrimce ülkemizde tartışılması gereken en önemli konulardan biri olduğunu düşünüyorum.
Birçoğumuz gerek boş vaktimizde gerek çalışırken gerek benim gibi yazı yazarken müzik dinliyoruzdur. Peki ne tür müzikler dinliyoruz? Türk sanat müziği, rap, arabesk, pop… Yeni neslin birçoğu (özellikle 18 yaş altı) çoğunlukla pop müzik dinliyor gözlemlerime göre. Aslında bu gerçekten milletimizin gerek ahlaki değerlerini gerek diğer manevi değerlerini kaybetmelerindeki nedenlerden biri. Hiçbirimiz şu fani dünyada kalıcı değiliz, bizlerden sonra da yeni bir nesil gelecek. Her ne kadar yaşım 30-35 olmasada bir şeylerin bilincinde olarak benden sonra gelecek olan neslin durumunu üzüntü ile izliyorum. Benim zamanımda diyerek klişe bir cümle kurmak istemiyorum ama bundan 10 sene öncesinin çocukları ile şimdiki zamanın çocukları arasında kıyaslama yaparsak neleri kaybettiğimizi rahatlıkla anlayabiliriz sanırım.
Konuyu çok fazla dağıtmadan ülkemizdeki pop müzik kültürünü konuşmaya devam edelim. Bu kadar anlamsız ve saçma sözlerin bir araya gelerek müzik olmasını inanın şaşkınlıkla karşılıyorum. Bunun için çok uzağa gitmenize gerek yok. Hadise’nin yanlış bilmiyorsam son çıkan şarkısı Nerdesin Aşkım’ın sözlerini okumanız yeterli. Bu kadar saçma bir şarkı yapıp da Hadise’nin sadece fiziğini kullanarak popüler olması tamamen farklı bir yazı konusu. Örnekleri tek kişi üzerinden vermek yerine daha da çoğaltabiliriz. Atiye, Hülya Avşar, Bengü, Tuğba Ekinci vs.
Her şeyden öte pop müziklerin ahlaki yozlaşamaya neden olduğunu hatta ahlaki yozlaşmanın nedenlerini sıralarsak ilk beşe bile girebileceğini düşünüyorum ben. Mesela Hadise’nin o kadar saçma şarkı yapmasına rağmen klibinde giydiği kıyafetler, absürt dansları Hadise’yi popüler yapıyor ve izlettiriyorsa burada bir sorun vardır. Bir başka örnek Murat Dalkılıç’ın Bir Güzellik Yapsana şarkısı. Özellikle nakarat kısmındaki “bir güzellik yapsana, gece benle kalsana, kitabına uydur gel, uysa da uymasa da, çekeceğin var elimden, alacaklıyım teninden, ne dediğimi anladın sen, acil durum uyansana” sözleri sanırım her şeyi apaçık ortaya koyuyor. Ben bunu geçenlerde Twitter’da dile getirdiğimde Murat Dalkılıç’ın ergen diye tabir ettiğimiz fanları resmen bana savaş açmıştı. Aralarında taparcasına Murat Dalkılıç hayranı olanlar dahi vardı. Mesela Tuğba Ekinci’nin “o şimdi asker canı neler ister, uykuda mevlam beni ona göster” sözlerini açıklamama gerek yok sanırım. Bu derece ahlaktan yoksun sözler aylarca televizyonlarda dinletildi bizlere.
Birde sizlere şunu sormak istiyorum; istisnalar haricinde herhangibir pop müziğin kalıcı olduğunu gördünüz mü? Mesela 2002 yılının en revaçta şarkısı olan Nez’in söylediği Sakın Ha şarkısını kimler hatırlıyor? Veya yine aynı yılın revaçta şarkılarından biri olan Petek Dinçöz’ün söylediği Foolish Casanova şarkısını şuan hala söyleyen var mı? İstisnalar haricinde pop müzikler unutulmaya mahkumdur. Bu müzikler unutulduğu gibi bunları söyleyenler de orasını burasını açmadıkça veya magazin haberlerine konu olmadıkça unutuluyor. Ama Türk sanat müziği öyle mi mesela? Fikrimin İnce Gülü şuan bile günümüz sanatçıları tarafından yorumlanıyor. Radyoda bu şarkılar çıktığı zaman insan bir farklı olmuyor mu? Veya biz Zeki Müren nasıl unutulabilir? Aynı şekilde türkülerimiz… Neşet Ertaş dinleyip de ben sevmedim diyeni hiç duymadım ben. Veya bir Mihriban aradan yıllar geçmiş olsa da yıllar geçecek olsa da unutulmaz.
Bu yozlaşmayı nasıl engelleyebileceğimize gelirsek bu müziklerin dinlenildiği aletleri kaldıramayacağımıza göre iş tamamen ailede bitiyor. Ailenin bilinçli olup o bilinci çocuğuna da aktarması gerekli. Yoksa bizi bu şekilde içten yiye yiye bitirecekler.
Yazdıklarına aslında katılmıyor değilim. Bayan olsun, erkek olsun kliplerinde dekoltesi bol olan modeller veya bayan sanatcıların kendileri dekolte olduktan sonra müzik değil klip tutuyor.
Yalnız verdiğin örnekler var mesela “Fikrimin İnce Gülü” rast geldimmi sesini beğendiğim sanatçıların yorumundan dinlerim fakat bir Karadenizli olarak söylüyorum ki Karadenizli olmayan anlayamaz bir Resul Dindar’ın sevgisini ve unutulmayacağını ;)
edebiyat, tiyatro, sinema ve müzik.. hepsi edeb ile var olması gereken değerler. herhangi bir sanat eseri ancak bu şartı karşılayabiliyorsa daim kalabiliyor. bahsettiğin gibi diğerleri ise ancak kendi vakti içinde zehirleyebildiğini kâr sayıp kayboluyor. aslında kayboluyor da sayılmazlar: belki sözlerim aşırı radikal gelebilir fakat yine de zikretmek dilerim: dervişe, ozana, şaire, söz ve beste yazarlarına gelen ilham iki türlü; şeytani, ilahi. şeytani ilham desek yeridir bahsi geçen edebsizliklere. onlar için önemli olan zaten elinden geldiğince zehirlemek, o yok olduktan sonra illa ki yerine bir yenisinin geleceğini bilir.
Abi yine döktürdün. Her zaman ki gibi haklısın. Gençleri yozlaştırmak, onlar için görev edinmiş bir avuç şarkıcıdan başka bir şey değiller
Pop da ki cıvıklığı, yapmacıklığı, samimiyetsizliği, çıkarcılığı ve bunun gibi pek çok iğrençliği ne başka bir yerde gördüm ne de duydum.Ne varsa eskilerde var sözü tamamiyle doğru.Buna arabeskciler de, Türk sanat müzikcileri de, Türk hafif müzikcileri de dahil.Eskiler daha samimi daha bizdendiler, şimdikilerin sanatında ne de kendilerinde samimilik yok.
Ağzına sağlık Usluer. Çok güzel yorumlamışsın.