Usluer’in Üniversite Macerası

Selamun aleyküm arkadaşlar. Eğer blogumu takip ediyorsanız Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde Bilgisayar Programcılığı bölümü okuduğumu biliyorsnuzuzdur. Fakat şöyle bir durum var ki geçtiğimiz salı günü son sınavımı da vererek okulu bitirip Konya’ya dönmüş bulunuyorum. Tam okula alıştım dedim okul bitti. Yalnız şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki okul bitse de gitsek dememize rağmen okul biter bitmez eksikliğini hissettik. Öğrenci olmak o kadar kolaymış ki… Okulu bitireli daha birkaç gün oldu ama şimdiden telaşe bastı beni. Acaba ne olacak, mühendisliği kazanabilecek miyim, dersaneye ne zaman giderim, matematiği halledebilecek miyim, askerlik, ne zaman bir iş sahibi olurum… Sanırım en kötüsü de gelecek kaygısı.

Bu yazımda sizlere üniversitede yaşadıklarımı dilim döndüğünce anlatacağım. Özellikle bilgisayar programcılığı okumak isteyen arkadaşlara faydası olacağını düşünüyorum.

Ben üniversiteyi ek yerleştirmeler ile kazandım. Ek yerleştirmeler biraz sıkıntı olabiliyor. Sınıfa giriyorsunuz hocalar en az 2-3 konu bitirmiş, diğer arkadaşlar ortamı kurmuş ve siz bu ortamın tam üzerine gidiyorsunuz. Bu durum biraz canınızı sıkabilir. Ardından kalacak yer problemim vardı. Nerede kalabilirim diye düşünüp dururken cemaatte kalayım bari dedim. KYK’da kalmak nedense hiç aklıma gelmemişti. Cemaatte kalmaya başladım ve işin ticari boyutunu görünce hemen ayrılmaya karar verdim. Aylık 280 lira para verip aynı evde 5-6 kişi kalıyoruz. Bir gün oturup hesap ettim. Verdiğimiz paralarda geriye yaklaşık olarak 500 lira kalıyor. Bu para nereye gidiyor diye sorduğumuzda cevap vermiyorlar haliyle. Birde internet bağlatmamız yasaktı. Bilgisayar programcılığı bölümü okuyorum ve internet kullanmam yasak, işe bak. En sonunda dayanamayıp ben çıkıyorum dedim. Sonra bölge abisi gelip bana “para sıkıntısı yaşıyorsan sen 100 lira ver” gibi bir tabir kullanınca evden çıkarak doğru karar verdiğimi anladım. Tabi bu sırada yeni tanıştığım Yasin ile gece gündüz ev arıyoruz. Kimse öğrenciye ev vermiyor. Altı üstü 2 kişi kalacağız desek de yok. En sonunda dükkan tarzı bir yer bulduk. Tam tutacaktık ki Seyit Ali denen bir arkadaş arayıp ben de evden çıkacağım deyince tekrar ev aramaya başladık. Karaman’da Doğukışla’da bir ailenin yaşayamayacağı öğrencinin de çok fazla sıkıntı etmeyeceği bir ev bulduk. (sobalı) Evi bulduk bulmasına ama birde bu evin içini doldurmak var. Yüklen kredi kartlarına… Evin bir odasını ve mutfağını anca doldurduk.

Buradan nasıl bir ders çıkarabiliriz peki? Eğer illa eve çıkacağım demiyorsanız KYK’da kalmanızı şiddetle tavsiye ederim. 120 lira verip üzerine üstlük 250 liralık yemek fişi alıyorsunuz. Her an sıcak suyunuz var. Isınma probleminiz yok. Yatırılacak kiranız veya faturalarınız yok. Tek sıkıntınız akşam giriş saatiniz. Sanırım en geç gece 11’e kadar girmek zorundasınız. Yok ben evde kalacağım derseniz eviniz kesinlik sobalı olmasın arkadaşlar. Başta sorun yaşamasanız da sonradan çok fazla sorun yaşarsınız. Öğrenci için sobalı ev zulümdür. Hele ikinci öğretimseniz. Aklıma gelmişken şunu da söyleyim eğer ben harç yatırırım problem olmaz derseniz ikinci öğretim okuyun. Öğrenci için ikinci öğretim büyük velinimettir. Sabahın nurunu kalkma derdiniz olmuyor en basitinden. Eve çıkmadan önce eve çıkacağınız arkadaşlarınızı çok iyi seçmelisiniz. Sonradan başınız ağrıyabilir. Tavsiyem ilk sene eve çıkmayın. Bir sene boyunca kim ne yapıyor, kim nasıl biri gibi gözlemler yapın. İkinci sene eve çıkarsınız.

Eve çıktıktan sonra ilk birkaç ay güzel geçer. Ardından biriken bulaşıklar, pislenen ev, bozulan yemekler derken yavaş yavaş asıl öğrencilik kavramı ile karşılaşırsınız. Birde bunun üstüne yetmeyen para binerse tamamdır. Yemekleri yiyebileceğiniz kadar yapın, bulaşıkları yemeğinizi yer yemez yıkayın, evinizi en fazla 2 haftada bir temizleyin desem de bu söylediklerimi yapacağınızı sanmıyorum. :) Ama yapsanız iyi olur. Eve 3 arkadaş çıktınız diyelim. O evin 3 kişi ile kalacağını sanmayın. Kontratta yazan 3 kişi o. Bazen 10 kişiye de çıkabilir bazen tek başınıza da kalabilirsiniz. Komşuların uyarılarını dikkate alın. En azından birkaç gün dikkate alıyormuş gibi yapın.

Derslerinizi kesinlikle ama kesinlikle aksatmayın. Özellikle bilgisayar programcılığı bölümü okuyorsanız. Yoksa ipin ucunu bir daha tutmanız çok zor olabilir. Benim ilk dönem meslek derslerim her ne kadar iyi olsa da tarih, İngilizce, matematik gibi dersler yüzünden birinci sınıfta ortalamam 3,31’di. Mühendislik düşündüğüm için bu puanın yüksek olması bir avantaj tabi. İkinci sınıfta da ortalamayı 4’e çıkardım. Yapılabilecek en iyi ortalama…

Bilgisayar programcılığı bölümü okuyacaksanız çok sıkı ders çalışmalısınız. Eğer teknik lise çıkışlıysanız ve temeliniz de sağlamsa sıkıntı çekmezseniz. Ama düz lise çıkışlıysanız çok zorlanacırsınız. Kesinlikle ezber yapmayın, defterden veya kitaptan çalışmayın. Bu bölümün tek çalışma stili vardır. Bilgisayar başına geçip öğrendiklerinizi bol bol tekrar edeceksiniz ve hatta üzerine bir şeyler katacaksınız. Yoksa yüksek ortalama yapmanız çok zor. Hocaların gözüne girmek çok önemlidir. Sınıfta en önde oturun. Arkalara gidip saklanmayım. İlk bir iki hafta içinde hocalara adınızı öğretebilirseniz tamamdır.

Bunların yanında sosyal hayatınıza da önem verin. Gezin tozun. Benim gibi okulun kapanmasına aylar kala sosyal aktivitelere katılmayın. En başta yapın bunu, girişken olun.

Özellikle şehir dışında öğrencilik insana sorumluluk bilincini daha iyi yüklüyor. Parasızlığı görüyorsunuz, aile özlemini tadıyorsunuz, rahatım dediğiniz ama aslında rahat olmadığınız bir yaşantınız oluyor. Her çeşit insanı tanıyorsunuz. Kısacası sizi olgunlaştırıyor.

Bu yazıyı yazmadan önce kafamdan bir sürü şey belirlemiştim şunu da yazacağım bunu da yazacağım diye ama hepsini unuttum. :) Bu söylediklerimin yanında söyleyeceğim en önemli şey ise şu, şeytana uymayın.

Eğer sizin merak ettiğiniz şeyler olursa sorun ben de cevaplayayım. Allah’a emanet olun.

Bana kahve ısmarlamak ister misin?

Bunları da okuyabilirsin
Yazı hakkındaki yorumun nedir?

10 Yorum
  1. Timur Demir
    31 Mayıs 2014 - 10:42
    Cevapla
    • Usluer
      31 Mayıs 2014 - 12:29
      Cevapla
  2. Tuncay Şahin
    31 Mayıs 2014 - 12:23
    Cevapla
    • Usluer
      31 Mayıs 2014 - 12:27
      Cevapla
  3. Dost Biri
    31 Mayıs 2014 - 15:08
    Cevapla
  4. tolgahanuzun
    1 Haziran 2014 - 08:16
    Cevapla
  5. Taner Aksoy
    2 Haziran 2014 - 22:51
    Cevapla
  6. Uğur
    4 Haziran 2014 - 19:28
    Cevapla
    • Usluer
      4 Haziran 2014 - 22:59
      Cevapla
      • Uğur
        10 Haziran 2014 - 10:11
        Cevapla