Futbol Topu

Türkiye’de Futbol ve Üç Büyütülmüşler Üzerine

Futbol Topu

Şüphesiz ki futbol ülkemizde en çok takip edilen spor dalı. Yapılan yatırımlarla, harcanan paralarla, taraftarlarla bunu görebiliyoruz. Spor programlarında yüzde doksan futbol konuşulması, insanların futbol yüzünden kavga etmeleri, futbol yüzünden kardeş olmaları, çocukların küçük yaşta futbola teşvik edilmesi… Bunun gibi bir sürü şey sayılabilir daha. Futbol bu kadar sevilen, bu kadar yaygın bir spor dalı ise insanın ilk aklına gelen şudur; bu ülke, futbolda büyük başarılara imza atmış ki ülke çapında bu kadar seviliyor. Alakası yok. Düşünülenin tam aksine dünya genelinde vasat bir konumdayız. Hala yaklaşık 20 yıl önce kazandığımız başarılara seviniyoruz.

Tamam, dünya genelinde vasat bir konumdayız da kendi içimizde durum ne peki? Onda durumumuz daha vahim. Milyonlarca lira borcu olan kulüpler, kulüpleri tapulu malı yapan yöneticiler, üç büyük (!) dediğimiz kulüplere peşkeş çeken TFF… Bu üç büyük lafı da artık fazla sıkmaya başladı. Avrupa’da gruplardan dahi çıkamayan (hatta Avrupa’ya gidemeyen) kulüplere büyük dememizin sebebi ne? Bundan 16 yıl önce UEFA Kupası’nı almış olması mı, çeyrek finalde oynamış olması mı, ezeli rakibini 6-0 yenmiş olması mı, milyonlarca lira borçları olması mı? 1,5 milyar lira borcu olan Galatasaray’ı ve 1’er milyar lira borçları olan Beşiktaş’ı ve Fenerbahçe’yi üç büyük yapan sanırım borç sıralaması olsa gerek. (Daha fazla olduğu da söyleniyor.)

Futbolda başarıya o kadar aç bir milletiz ki Avrupa’da gruplardan çıkmak bile büyük bir başarı sayılıyor artık bizler için. Bunun sorumlusu da üç büyükler dediğimiz kulüpler işte. Türkiye’de işler onlar için kolay yürüyor. Her türlü medya unsuru onlara çalışıyor, TFF onlara çalışıyor, yeri geliyor hakemler onlara çalışıyor. Sonra da lig şampiyonu olunca büyük takım oluyorlar. Kendi kabuğumuzdan sıyrılmamız lazım artık. Bu takımlar kaç tane altyapıdan oyuncu yetiştirip Avrupa’ya pazarlamış? Arda ve Atınç dışında yok. Hatta bırakın Avrupa’ya pazarlamayı, Avrupa’da yetişen gurbetçi oyuncuları küçük yaşta transfer ediyoruz. Çünkü altyapımıza güvenmiyoruz. Bunun başka biz izahı olabilir mi? 18 yaşında gurbetçi oyuncuları transfer etmek yerine altyapıdan o niteliklere sahip bir oyuncu çıkarmayı hedeflesene.

Ertem Şener Tweet

Rahatsızlık duyduğum bir diğer konu ise spor medyasının basiretsizliği. Öyle ki onlar için Türkiye’de sadece üç kulüp var. Bunların dışındaki kulüpler onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de yukarıda atılan tweet. Çok değil, biraz ilgisi olsa Ertem Şener’in bu akşam TRT’de Fenerbahçe’nin değil de Konyaspor’un maçı olduğunu bilirdi. Bu yine basit bir örnek. Bu akşam Konyaspor, Osmanlıspor ve Fenerbahçe olmak üzere üç takımımız Avrupa’da maça çıkacak. Fakat medyada konuşulan tek şey Fenerbahçe. Hatta 2 gün önceki Beşiktaş maçı bile hala konuşuluyor. Fakat mevzu Anadolu takımı olunca programın son 10-15 dakikası üstün körü birkaç cümle kuruyorlar, onda da takım hakkında bilgileri dahi yok, maksat konuşmadı demesinler. Hadi Konyaspor az da olsa konuşuldu, Osmanlıspor’un adı bile söylenmedi. Bu iki takım Avrupa’da Türkiye’yi temsil edecek ama kendimiz dahi bu iki takıma önem vermiyoruz. Avrupa maçlarından 6’sını yayınlayacak olan TRT, Fenerbahçe’nin 4 maçını yayınlayacakken Konyaspor ve Osmanlıspor’un sadece 1’er maçını yayınlıyor.

Son olarak şunu söylemek istiyorum; ömrünüzde sadece birkaç defa stadyumda destekleyeceğiniz bir takımı tutmak yerine şehrinizin takımını tutun.

Bana kahve ısmarlamak ister misin?

Bunları da okuyabilirsin
Yazı hakkındaki yorumun nedir?

33 Yorum
  1. Arif
    15 Eylül 2016 - 20:12
    Cevapla
  2. Faruk Yaman
    16 Eylül 2016 - 14:36
    Cevapla
  3. Erol Apaydın
    20 Eylül 2016 - 12:06
    Cevapla
    • Usluer
      21 Eylül 2016 - 08:57
      Cevapla
  4. Yusuf Bahadır Çelik
    20 Eylül 2016 - 17:29
    Cevapla
  5. Atahan
    21 Eylül 2016 - 21:52
    Cevapla
  6. Eren
    27 Eylül 2016 - 13:39
    Cevapla
  7. Safa yasar
    30 Eylül 2016 - 00:39
    Cevapla
  8. mehmet kaptan
    1 Ekim 2016 - 18:32
    Cevapla
  9. Berk Altunkılıç
    3 Ekim 2016 - 20:44
    Cevapla
  10. Erol Apaydın
    5 Ekim 2016 - 23:40
    Cevapla
    • birol
      26 Kasım 2016 - 14:28
      Cevapla
  11. Koray
    12 Ekim 2016 - 23:26
    Cevapla
  12. Safa yasar
    16 Ekim 2016 - 10:38
    Cevapla
  13. Serkan
    19 Ekim 2016 - 20:07
    Cevapla
  14. Recep Hilmi TUFAN
    23 Ekim 2016 - 11:06
    Cevapla
  15. Alper
    26 Ekim 2016 - 01:57
    Cevapla
  16. Kaan Karadeniz
    30 Ekim 2016 - 22:37
    Cevapla
  17. Oğulcan Gülcemal
    13 Kasım 2016 - 18:26
    Cevapla
  18. Cem
    14 Kasım 2016 - 08:49
    Cevapla
  19. enes gül
    15 Kasım 2016 - 12:25
    Cevapla
  20. birol
    26 Kasım 2016 - 14:20
    Cevapla
  21. Onur
    28 Kasım 2016 - 19:40
    Cevapla
  22. Hasan
    15 Aralık 2016 - 23:49
    Cevapla
    • Usluer
      16 Aralık 2016 - 08:44
      Cevapla
  23. cem
    6 Ocak 2017 - 00:37
    Cevapla
  24. Bilal
    18 Ocak 2017 - 01:45
    Cevapla
  25. Kerem Sonkaynar
    16 Mart 2017 - 18:11
    Cevapla
  26. mehmet
    28 Mart 2017 - 22:32
    Cevapla
  27. Murat Fındık
    1 Nisan 2017 - 02:40
    Cevapla
  28. Mehmet Sami AKBAŞ
    24 Nisan 2017 - 01:50
    Cevapla
  29. Mahmut
    23 Ağustos 2017 - 13:41
    Cevapla
  30. eren
    16 Ocak 2018 - 14:24
    Cevapla